Drake – Sticky İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Ayy
– Ayy
Homer hanging on my neck
– Homer boynumda asılı
The bracelet matches the set
– Bilezik sete uyuyor
My brother named his ting Nadal
– Kardeşim onun adını ting Nadal koydu.
Stop all that back and forth over the ‘net
– Bütün bunları ağ üzerinden ileri geri durdurun.
My momma wish I woulda went corporate
– Annem keşke şirketleşseydim.
She wish I woulda went exec’
– Keşke yöneticiliğe gidebilseydim.
I still turned to a CEO so the lifestyle she respect
– Hala bir Ceo’ya döndüm, bu yüzden saygı duyduğu yaşam tarzı

Ayy, two sprinters to Quebec
– Ayy, Quebec’e iki sprinter
Chérie, où est mon bec?
– Chérie, où est mon bec?
They only givin’ niggas plus ones, so I never pull up to the Met
– Sadece zencilere artı veriyorlar, bu yüzden Met’e asla yetişemem.
You know I gotta bring the set
– Seti getirmem gerektiğini biliyorsun.
You know I gotta bring the G-Block
– G Bloğunu getirmem gerektiğini biliyorsun.
You know I gotta bring the D-Block
– D Bloğunu getirmem gerektiğini biliyorsun.

‘Cause you know how sticky it get (ayy)
– Çünkü ne kadar yapışkan olduğunu biliyorsun.
You know how sticky it get (ayy)
– Ne kadar yapışkan olduğunu biliyorsun (ayy)
You know how sticky it get (ayy)
– Ne kadar yapışkan olduğunu biliyorsun (ayy)
You know how sticky it get (ayy)
– Ne kadar yapışkan olduğunu biliyorsun (ayy)
She want me to play with that cat (ayy)
– O kediyle oynamamı istiyor.
She lovin’ how I’m makin’ her wet (ayy)
– Onu nasıl ıslattığımı seviyor (ayy)
You know how sticky it get (ayy)
– Ne kadar yapışkan olduğunu biliyorsun (ayy)

Ayo Eric, bring them girls to the stage ’cause
– Ayo Eric, kızları sahneye getir çünkü
Somebody’s getting paid and
– Birileri para alıyor ve
Free Big Slime out the cage and
– Kafesten ücretsiz Büyük Balçık ve
Shawty try to play it cool but
– Shawty serin oynamaya çalışın ama
Now she wish she woulda stayed ’cause
– Şimdi o, tereddüt etmeden kaldı. çünkü keşke o
Every song that I made is
– Yaptığım her şarkı
Ringing like I got engaged (ah)
– Nişanlanmışım gibi çalıyor (ah)

Love my guys, I wouldn’t trade (ayy)
– Adamlarımı seviyorum, takas etmem (ayy)
From the cradle to the grave (ayy)
– Beşikten mezara kadar (ayy)
Gordo got me on the wave (ayy)
– Gordo beni dalgaya soktu (ayy)
Ant got me on the wave (ayy)
– Karınca beni dalgaya soktu (ayy)
Couple hits, now they brave, boy
– Birkaç vuruş, şimdi cesurlar, evlat.
You niggas better behave (what)
– Siz zenciler uslu dursanız iyi olur.
All that pumpin’ up your chest (what)
– Göğsüne pompalayan her şey (ne)
All that talk about the best (what)
– Bütün bunlar en iyisi hakkında konuşuyor (ne)
You know how sticky it gets
– Yapışkan oluyor biliyor musun

Yeah
– Evet
If I’m with two of ’em, then it’s a threesome
– Eğer ikisiyle birlikteysem, o zaman üçlü olur.
If she alone, you know she a freak one
– Eğer yalnız olsaydı, bir kaçık, bir o biliyor musun
If it’s an escort, it’s a police one
– Eğer eskortsa, o da polis.
King of the hill, you know it’s a steep one
– Tepenin kralı, dik bir tepe olduğunu biliyorsun.
If we together, you know it’s a brief one
– Eğer birlikteysek, bunun kısa bir hikaye olduğunu biliyorsun.
Back in the ocean you go, it’s a-
– Okyanusa geri dönersen, bu bir-

It’s a deep one
– Bu derin bir
Forgave niggas in they feelings
– Zencileri duygularında affettiler.
Lucky for y’all, we don’t do civilians
– Şanslısınız ki sivillerle uğraşmıyoruz.
You say I changed, I say that I millions, I did
– Ben milyonlarca yaptım değiştirdim diyorsun, diyorum
The toughest act to follow’s back on tour
– Takip edilmesi en zor hareket turneye geri döndü
Off-road Maybach, Pyrex trap, Virgil came back through the boy
– Off-road Maybach, Pyrex tuzağı, Virgil çocuğun içinden geri döndü

Damn
– Lanet olsun
That’s somethin’ to me, niggas really had they back turned to me
– Bu benim için bir şey, zenciler gerçekten bana dönmüşlerdi.
I ain’t talkin’ my assistant when I say niggas down to pack somethin’ for me
– Zenciler benim için bir şeyler toplasın derken asistanımdan bahsetmiyorum.
Then they thought they had the trap set for me
– Sonra benim için tuzak kurduklarını sandılar.
How you really think that went for me?
– Sence bu benim için nasıl geçti?
Niggas gotta do a fact check for me
– Zenciler benim için gerçekleri kontrol etmeli.

When everything is put to rest
– Her şey dinlendiğinde
And everybody takes a breath
– Ve herkes bir nefes alır
And everything gets addressed
– Ve her şey ele alınır
It’s you alone with your regrets
– Pişmanlıklarınla baş başasın.
All that pumpin’ up your chest
– Göğsüne pompalayan her şey
All that talk about the best
– Tüm bunlar en iyiler hakkında konuşuyor
You know how sticky it gets
– Yapışkan oluyor biliyor musun

Like, we weren’t supposed to come up with something this clean
– Bu kadar temiz bir şey bulmamamız gerekiyordu.
Like something happened
– Sanki bir şey olmuş gibi




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın