I’ll sink like stones if you let me
– Eğer izin verirsen taş gibi batacağım
I need something to hold, or I could drown
– Tutacak bir şeye ihtiyacım var, yoksa boğulabilirim
Inside the troubled waters
– Sorunlu suların içinde
I can’t mouth
– Konuşamıyorum.
But should it freeze, well I can skate
– Ama donarsa, kayabilirim.
And break the borders keeping us from fate
– Ve bizi kaderden uzak tutan sınırları kırmak
If we should land upon its face
– Eğer onun yüzüne inersek
I’ll never leave that place
– O yerden asla ayrılmayacağım.
Oh, won’t you stay
– Oh, kalmayacak mısın
I could take a sip of you and get brain-freeze
– Senden bir yudum alabilir ve beynim donabilir.
You could take a hit of this and melt down to your knees
– Bundan bir darbe alıp dizlerinin üstüne çökebilirsin.
It could take forever to apply the antifreeze
– Antifrizi uygulamak sonsuza kadar sürebilir
Keep you in the dark at minus twenty-two degrees
– Sizi eksi yirmi iki derecede karanlıkta tutun.
Ice blast, ice blast
– Buz patlaması, buz patlaması
You’re talking trash mate
– Çöpten bahsediyorsun dostum.
One minute you were saying we were best mates
– Bir dakika en iyi arkadaş olduğumuzu söylüyordun.
Sharing toothpaste
– Diş macunu paylaşımı
And the next minute I’m really thinking fast
– Ve bir sonraki dakika gerçekten hızlı düşünüyorum
‘Cause your words leave scars like an Uzi
– Çünkü sözlerin Uzi gibi izler bırakıyor
Like an A-K, gonna leave bruises
– Bir A-K gibi, çürükler bırakacak
You really hurt me bad
– Beni gerçekten çok incittin.
I’ll break like bones if you let me
– İzin verirsen kemik gibi kırılacağım
And try to turn your sad face upside down
– Ve üzgün yüzünü ters çevirmeye çalış
Inside the troubled waters I came out
– Sorunlu suların içinden çıktım
But you’re so cold
– Ama çok üşüyorsun.
Yeah, that’s for sure
– Evet, orası kesin.
I see my breath in this temperature
– Nefesimi bu sıcaklıkta görüyorum
My tongue gets stuck to your frozen face
– Dilim donmuş yüzüne yapışıyor
I’ll never leave this place
– Burayı asla terk etmeyeceğim.
Oh, won’t you stay?
– Oh, kalmayacak mısın?
I could take a sip of you and get brain-freeze
– Senden bir yudum alabilir ve beynim donabilir.
You could take a hit of this and melt down to your knees
– Bundan bir darbe alıp dizlerinin üstüne çökebilirsin.
It could take forever to apply the antifreeze
– Antifrizi uygulamak sonsuza kadar sürebilir
Keep you in the dark at minus twenty-two degrees
– Sizi eksi yirmi iki derecede karanlıkta tutun.
I could take a sip of you and get brain-freeze
– Senden bir yudum alabilir ve beynim donabilir.
You could take a hit of this and melt down to your knees
– Bundan bir darbe alıp dizlerinin üstüne çökebilirsin.
It could take forever to apply the antifreeze
– Antifrizi uygulamak sonsuza kadar sürebilir
Keep you in the dark at minus twenty-two degrees
– Sizi eksi yirmi iki derecede karanlıkta tutun.
Baby
– Bebek
easy life & Gus Dapperton – ANTIFREEZE İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.