Hello, how are you?
– Merhaba, nasılsınız?
Have you been alright
– Tamam gittin mi
Through all those lonely, lonely, lonely, lonely, lonely nights?
– Bütün o yalnız, yalnız, yalnız, yalnız, yalnız geceler boyunca mı?
That’s what I’d say, I’d tell you everything
– Ben de öyle derdim, sana her şeyi anlatırdım.
If you’d pick up that telephone
– Eğer o telefonu açsaydın
Yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet
Hey, how’re you feelin’?
– Hey, nasıl hissediyorsun?
Are you still the same?
– Hala aynı mısın?
Don’t you realise the things we did, we did, were all for real?
– Yaptığımız şeylerin gerçek olduğunun farkında değil misin?
Not a dream
– Bir rüya değil
I just can’t believe they’ve all faded out of view
– Sadece hepsinin Gözden kaybolduğuna inanamıyorum.
Yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet, Evet
Ooh-ooh-ooh
– Ooh-ooh-ooh
(Do-wop, doobie do-do-wop)
– (Do-wop, doobie do-do-wop)
(Do-wah, do-lang)
– (Do-wah, do-lang)
(Blue days, black nights)
– (Mavi günler, siyah geceler)
(Do-wah, do-lang)
– (Do-wah, do-lang)
I look into the sky
– Gökyüzüne bakıyorum
(The love you need ain’t gonna see you through)
– (İhtiyacın olan aşk seni görmeyecek)
And I wonder why
– Ve nedenini merak ediyorum
(The little things you planned ain’t coming true)
– (Planladığınız küçük şeyler gerçekleşmiyor)
Oh, oh, telephone line, give me some time
– Oh, oh, telefon hattı, bana biraz zaman ver
I’m living in twilight
– Alacakaranlıkta yaşıyorum
Oh, oh, telephone line, give me some time
– Oh, oh, telefon hattı, bana biraz zaman ver
I’m living in twilight
– Alacakaranlıkta yaşıyorum
Okay, so no one’s answering
– Tamam, kimse cevap vermiyor.
Well, can’t you just let it ring a little longer, longer, longer
– Ben biraz daha erken, daha çok, daha çok izin veremezsin
Oh, I’ll just sit tight
– Oh, sadece sıkı oturacağım
In shadows of the night
– Gecenin gölgelerinde
Let it ring forevermore, oh-woh
– Sonsuza dek çalsın, oh-woh
Yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet
(Do-wop, doobie do-do-wop)
– (Do-wop, doobie do-do-wop)
(Do-wah, do-lang)
– (Do-wah, do-lang)
(Blue days, black nights)
– (Mavi günler, siyah geceler)
(Do-wah, do-lang)
– (Do-wah, do-lang)
I look into the sky
– Gökyüzüne bakıyorum
(The love you need ain’t gonna see you through)
– (İhtiyacın olan aşk seni görmeyecek)
And I wonder why
– Ve nedenini merak ediyorum
(The little things you planned ain’t coming true)
– (Planladığınız küçük şeyler gerçekleşmiyor)
Oh, oh, telephone line, give me some time
– Oh, oh, telefon hattı, bana biraz zaman ver
I’m living in twilight
– Alacakaranlıkta yaşıyorum
Oh, oh, telephone line, give me some time
– Oh, oh, telefon hattı, bana biraz zaman ver
I’m living in twilight
– Alacakaranlıkta yaşıyorum
Oh, oh, telephone line, give me some time
– Oh, oh, telefon hattı, bana biraz zaman ver
I’m living in twilight
– Alacakaranlıkta yaşıyorum
Oh, oh, telephone line, give me some time
– Oh, oh, telefon hattı, bana biraz zaman ver
I’m living in twilight
– Alacakaranlıkta yaşıyorum
Electric Light Orchestra – Telephone Line İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.