Ella Henderson & AJ Mitchell – Blame It On The Mistletoe İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

So glad you showed up to this party
– Bu partiye geldiğine çok sevindim.
‘Cause I was ’bout to leave for sure
– Çünkü kesin gitmek üzereydim.
Ain’t no fun dancin’ with nobody
– Kimseyle dans etmek hiç eğlenceli değil
When it’s December 24th
– 24 Aralık olduğunda

You gave me a drink and
– Bana bir içki verdin ve
Now it’s got me thinking
– Şimdi düşünmeye başladım
Something’s in the air tonight
– Bu gece havada bir şey var.

Oh, you melt me when you get this close
– Bu kadar yaklaşınca beni eritiyorsun.
Like the snowflakes on your winter coat
– Kışlık ceketindeki kar taneleri gibi
Baby, kiss me, or we’ll never know
– Bebeğim, öp beni yoksa asla bilemeyiz.
We can blame it on the mistletoe
– Ökse otunu suçlayabiliriz.
It’s gettin’ late but we don’t wanna go
– Geç oluyor ama gitmek istemiyoruz.
And Mariah’s on the radio
– Ve Mariah radyoda
So, baby, kiss me, or we’ll never know
– Bebeğim, öp beni yoksa asla bilemeyiz.
We can blame it on the mistletoe
– Ökse otunu suçlayabiliriz.

Now I know what I want for Christmas
– Şimdi Noel için ne istediğimi biliyorum.
Just a moment on your lips, yeah
– Bir dakika dudaklarında, evet.
So, Santa if you’re really listening
– Eğer gerçekten dinliyorsan Noel Baba
I wanna add a present to my list
– Listeme bir hediye eklemek istiyorum.

Christmas stars are twinklin’
– Noel yıldızları parlıyor
Oh, it’s got me thinkin’
– Oh, bu beni düşündürüyor
Something’s in the air tonight
– Bu gece havada bir şey var.

Oh, you melt me when you get this close
– Bu kadar yaklaşınca beni eritiyorsun.
Like the snowflakes on your winter coat
– Kışlık ceketindeki kar taneleri gibi
Baby, kiss me, or we’ll never know
– Bebeğim, öp beni yoksa asla bilemeyiz.
We can blame it on the mistletoe
– Ökse otunu suçlayabiliriz.
It’s gettin’ late but we don’t wanna go
– Geç oluyor ama gitmek istemiyoruz.
And Mariah’s on the radio (radio)
– Ve Mariah radyoda (radyo)
So, baby kiss me, or we’ll never know
– Bebeğim öp beni yoksa asla bilemeyiz.
We can blame it on the mistletoe
– Ökse otunu suçlayabiliriz.

All the blessings come right out of the blue
– Tüm nimetler aniden ortaya çıkıyor
You’re the best thing to turn up
– Ortaya çıkacak en iyi şey sensin.
Baby, it’s you, ooh, ooh, ooh
– Bebeğim, sensin, ooh, ooh, ooh

Oh, you melt me when you get this close (this close)
– Oh, bu kadar yaklaştığında beni eritiyorsun (bu kadar yakın)
Like the snowflakes on your winter coat (on your winter coat)
– Kışlık ceketinizdeki kar taneleri gibi (kışlık ceketinizde)
Baby, kiss me, or we’ll never know (never know)
– Bebeğim, öp beni yoksa asla bilemeyiz (asla bilemeyiz)
We can blame it on the mistletoe (blame it on the mistletoe)
– Ökse otunu suçlayabiliriz (ökse otunu suçlayabiliriz)
It’s gettin’ late but we don’t wanna go (don’t wanna go)
– Geç oluyor ama gitmek istemiyoruz (gitmek istemiyoruz)
And Mariah’s on the radio
– Ve Mariah radyoda
So, baby kiss me, or we’ll never know
– Bebeğim öp beni yoksa asla bilemeyiz.
We can blame it on the mistletoe (the mistletoe)
– Ökse otunu suçlayabiliriz (ökse otu)

So, baby kiss me, or we’ll never know
– Bebeğim öp beni yoksa asla bilemeyiz.
We can blame it on the mistletoe
– Ökse otunu suçlayabiliriz.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın