I’d never have given you a second look
– Sana asla ikinci bir bakış atmazdım.
But I like the way you don’t give a damn
– Ama umursamaman hoşuma gidiyor.
You seem like someone I could pick a fight with, and dance all night with
– Kavga edip bütün gece dans edebileceğim birine benziyorsun.
Maybe you’ll like me the way I am
– Belki beni olduğum gibi seversin.
And even though you got bad tattoos and smell like booze
– Ve kötü dövmelerin olmasına ve içki gibi kokmana rağmen
I’m into you
– Ben de öyle yaptım.
And even though you got an attitude
– Ve bir tavrın olmasına rağmen
Baby, I’m in love
– Bebeğim, ben aşığım
I’ve said a little too much
– Biraz çok konuştum
I’m a little bit drunk
– Biraz sarhoşum
Feels like I know you so well
– Seni çok iyi tanıyormuşum gibi geliyor
You could be everything that I’ve been missing
– Sen benim özlediğim her şey olabilirsin
I’m coming out of my shell
– Kabuğumdan dışarı geliyorum
And I never do that
– Ve bunu asla yapmam
How did you do that?
– Bunu nasıl yaptın?
It’s like I’ve known you my whole life
– Sanki seni tüm hayatım boyunca tanıyormuşum gibi.
So what we’re a little drunk?
– Peki neden biraz sarhoşuz?
Let’s go home together (yeah, yeah)
– Birlikte eve gidelim (Evet, Evet)
Let’s go home together
– Hadi eve birlikte gidelim
I’m never that good in a crowded room, mhm-mm
– Kalabalık bir odada asla o kadar iyi değilim, mhm-mm
But everything stopped when I just saw you
– Ama seni gördüğümde her şey durdu.
You seem like someone I could be myself with, no defenses
– Kendim olabileceğim birine benziyorsun, savunma yok
Maybe you like me the way I am
– Ben belki benim gibi bu şekilde
Even though you talk way too fast
– Çok hızlı konuşmana rağmen
I can’t stop looking at your eyes
– Gözlerine bakmayı bırakamıyorum.
Heads turn every time you laugh
– Her güldüğünde kafalar dönüyor
Baby, I’m in love
– Bebeğim, ben aşığım
I’ve said a little too much
– Biraz çok konuştum
I’m a little bit drunk
– Biraz sarhoşum
Feels like I know you so well
– Seni çok iyi tanıyormuşum gibi geliyor
You could be everything that I’ve been missing
– Sen benim özlediğim her şey olabilirsin
I’m coming out of my shell
– Kabuğumdan dışarı geliyorum
And I never do that
– Ve bunu asla yapmam
How did you do that?
– Bunu nasıl yaptın?
It’s like I’ve known you my whole life
– Sanki seni tüm hayatım boyunca tanıyormuşum gibi.
So what we’re a little drunk?
– Peki neden biraz sarhoşuz?
Let’s go home together (yeah, yeah)
– Birlikte eve gidelim (Evet, Evet)
Let’s go home together
– Hadi eve birlikte gidelim
I’m a little drunk
– Biraz sarhoşum
Need a little love
– Biraz sevgiye ihtiyacım var
Could be everything, that I’ve been missing
– Kaçırdığım her şey olabilir.
You could be everything to me
– Benim için her şey olabilirsin
I’m a little drunk
– Biraz sarhoşum
Need a little love (mhm-hmm, yeah)
– Biraz sevgiye ihtiyacım var (mhm-hmm, Evet)
Could be everything
– Her şey olabilir
That I’ve been missing
– Kayıp olduğumu
Baby I’m in love (love)
– Bebeğim ben aşığım (aşk)
I’ve said a little too much
– Biraz çok konuştum
I’m a little bit drunk
– Biraz sarhoşum
Feels like I know you so well
– Seni çok iyi tanıyormuşum gibi geliyor
You could be everything that I’ve been missing
– Sen benim özlediğim her şey olabilirsin
I’m coming out of my shell
– Kabuğumdan dışarı geliyorum
And I never do that
– Ve bunu asla yapmam
How did you do that?
– Bunu nasıl yaptın?
It’s like I’ve known you my whole life
– Sanki seni tüm hayatım boyunca tanıyormuşum gibi.
So what we’re a little drunk
– Bu yüzden biraz sarhoşuz
Let’s go home together (ooh-ooh)
– Birlikte eve gidelim (ooh-ooh)
Let’s go home together (ooh-ooh)
– Birlikte eve gidelim (ooh-ooh)
I’d have never given you a second look
– Sana asla ikinci bir bakış atmazdım.
But I like the way you don’t give a
– Ama sana bir şey vermemeni seviyorum.
Ella Henderson & Tom Grennan – Let’s Go Home Together İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.