Ellie Goulding – Let It Die İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Toxicity slippin’ to my blood stream
– Toksisite kan dolaşımıma kayıyor
I give too much, you suck the life out of me
– Ben çok fazla veriyorum, sen benden hayatı emiyorsun
I fill my cup to drink you into someone else
– Seni başkasına içirmek için bardağımı dolduruyorum.
And I blame myself
– Ve kendimi suçluyorum

And I had a dream that we were perfect for each other
– Ve bir rüya gördüm birbirimiz için mükemmel olduğumuzu
So sick, drivin’ through the suburbs
– Çok hasta, banliyölerde dolaşıyor
We’re goin’ further
– Daha ileri gidiyoruz
And I hear a voice
– Ve bir ses duyuyorum
And it says to me
– Ve bana diyor ki

When did you lose the light behind your eyes?
– Gözlerinin arkasındaki ışığı ne zaman kaybettin?
Tell me why when there’s no more tears to cry
– Ağlayacak gözyaşı kalmadığında neden söyle bana
And you’re holdin’ on to love for life
– Ve sen ömür boyu sevmeye devam ediyorsun
I think it’s timе to let it die
– Sanırım ölmesine izin vermenin zamanı geldi.
(Let it diе, let it die)
– (Bırak ölsün, bırak ölsün)
(Let it die, let it die)
– (Bırak ölsün, bırak ölsün)
If you lose yourself (let it die)
– Kendini kaybedersen (bırak ölsün)
You can walk away (let it die)
– Yürüyüp gidebilirsin (bırak ölsün)
(I think it’s time)
– (Sanırım zamanı geldi)

When did you lose the light behind your eyes? (Behind your eyes)
– Gözlerinin arkasındaki ışığı ne zaman kaybettin? (Gözlerinin arkasında)
Tell me why when there’s no more tears to cry
– Ağlayacak gözyaşı kalmadığında neden söyle bana
And you’re holdin’ on to love for life
– Ve sen ömür boyu sevmeye devam ediyorsun
I think it’s time to let it die
– Sanırım ölmesine izin vermenin zamanı geldi.

Not high for this, your heart has reached its limit
– Bunun için yüksek değil, kalbin sınırına ulaştı
A counterfeit and now the lights are dimmin’
– Sahte ve şimdi ışıklar sönüyor
I won’t go back, spinnin’ around under your spell
– Geri dönmeyeceğim, büyünün altında dönüyorum
On a carousel, oh
– Bir atlıkarınca üzerinde, oh

I had a dream that we were a beautiful endeavour
– Güzel bir çaba olduğumuzu hayal ettim.
Sunset driving through the suburbs
– Banliyölerde gün batımı sürüşü
Oh, we go no further
– Daha ileri gitmeyeceğiz.
Then I hear a voice (I hear a voice)
– Sonra bir ses duyuyorum (Bir ses duyuyorum)
And it’s askin’ me (and it’s askin’ me, yeah)
– Ve bana soruyor (ve bana soruyor, evet)

When did you lose the light behind your eyes? (Oh, did you lose, behind your eyes?)
– Gözlerinin arkasındaki ışığı ne zaman kaybettin? (Ah, gözlerinin arkasında mı kaybettin?)
Tell me why when there’s no more tears to cry (oh)
– Ağlayacak gözyaşı kalmadığında nedenini söyle (oh)
And you’re holdin’ on to love for life
– Ve sen ömür boyu sevmeye devam ediyorsun
I think it’s time to let it die
– Sanırım ölmesine izin vermenin zamanı geldi.
(When you’re holdin’ on for life; let it die, let it die)
– (Ömür boyu dayandığın zaman; bırak ölsün, bırak ölsün)
(When you’re holdin’ on for life; let it die, let it die)
– (Ömür boyu dayandığın zaman; bırak ölsün, bırak ölsün)
If you lose yourself (let it die)
– Kendini kaybedersen (bırak ölsün)
You can walk away (let it die)
– Yürüyüp gidebilirsin (bırak ölsün)
Oh, you let it die, oh, you let it die
– Oh, ölmesine izin verdin, oh, ölmesine izin verdin

When did you lose the light behind your eyes? (Behind your eyes)
– Gözlerinin arkasındaki ışığı ne zaman kaybettin? (Gözlerinin arkasında)
Tell me why when there’s no more tears to cry
– Ağlayacak gözyaşı kalmadığında neden söyle bana
And you’re holdin’ on to love for life
– Ve sen ömür boyu sevmeye devam ediyorsun
I think it’s time to let it die
– Sanırım ölmesine izin vermenin zamanı geldi.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın