I had a way then, losing it all on my own
– O zamanlar bir yolum vardı, hepsini kendi başıma kaybetmek
I had a heart then, but the queen has been overthrown
– O zamanlar bir kalbim vardı, ama kraliçe devrildi
And I’m not sleeping now, the dark is too hard to beat
– Ve şimdi uyumuyorum, karanlık yenmek için çok zor
And I’m not keeping up the strength I need to push me
– Ve beni itmek için ihtiyacım olan gücü tutmuyorum
You show the lights that stop me turn to stone
– Beni durduran ışıkları göster taşa dön
You shine it when I’m alone
– Yalnız olduğumda parlatıyorsun
And so I tell myself that I’ll be strong
– Ve böylece kendime güçlü olacağımı söylüyorum
And dreaming when they’re gone
– Ve gittiklerinde hayal kuruyorlar
‘Cause they’re calling, calling, calling me home
– Çünkü arıyorlar, arıyorlar, beni eve çağırıyorlar
Calling, calling, calling home
– Arama, arama, ev arama
You show the lights that stop me turn to stone
– Beni durduran ışıkları göster taşa dön
You shine it when I’m alone
– Yalnız olduğumda parlatıyorsun
Noises, I play within my head
– Sesler, kafamın içinde oynuyorum
Touch my own skin and hope they’ll still be there
– Kendi cildime dokun ve hala orada olacaklarını um
And I think back to when my brother and my sister slept
– Ve kardeşim ve kız kardeşimin uyuduğu zamanı hatırlıyorum
In another place the only time I feel safe
– Başka bir yerde kendimi güvende hissettiğim tek zaman
You show the lights that stop me turn to stone
– Beni durduran ışıkları göster taşa dön
You shine it when I’m alone
– Yalnız olduğumda parlatıyorsun
And so I tell myself that I’ll be strong
– Ve böylece kendime güçlü olacağımı söylüyorum
And dreaming when they’re gone
– Ve gittiklerinde hayal kuruyorlar
‘Cause they’re calling, calling, calling me home
– Çünkü arıyorlar, arıyorlar, beni eve çağırıyorlar
Calling, calling, calling home
– Arama, arama, ev arama
You show the lights that stop me turn to stone
– Beni durduran ışıkları göster taşa dön
You shine it when I’m alone
– Yalnız olduğumda parlatıyorsun
Light, lights, lights, lights
– Işık, ışıklar, ışıklar, ışıklar
Light, lights, lights, lights
– Işık, ışıklar, ışıklar, ışıklar
Light, lights, lights, lights
– Işık, ışıklar, ışıklar, ışıklar
Light, lights
– Işık, ışık
You show the lights that stop me turn to stone
– Beni durduran ışıkları göster taşa dön
You shine it when I’m alone
– Yalnız olduğumda parlatıyorsun
And so I tell myself that I’ll be strong
– Ve böylece kendime güçlü olacağımı söylüyorum
And dreaming when they’re gone
– Ve gittiklerinde hayal kuruyorlar
‘Cause they’re calling, calling, calling me home
– Çünkü arıyorlar, arıyorlar, beni eve çağırıyorlar
Calling, calling, calling home
– Arama, arama, ev arama
You show the lights that stop me turn to stone
– Beni durduran ışıkları göster taşa dön
You shine it when I’m alone
– Yalnız olduğumda parlatıyorsun
Home (lights, lights)
– Ev (ışıklar, ışıklar)
Home (light, lights, lights, lights, lights, lights)
– Ev (ışık, ışıklar, ışıklar, ışıklar, ışıklar, ışıklar)
Home (lights, lights)
– Ev (ışıklar, ışıklar)
Home (light, lights, lights, lights lights, lights)
– Ev (ışık, ışıklar, ışıklar, ışıklar, ışıklar)
Ellie Goulding – Lights (Single Version) İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.