ElyOtto Feat. Kim Petras & Curtis Waters – SugarCrash! İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

What’s up? This is Kim Petras
– Naber? Ben Kim Petras.
(ElyOtto)
– (ElyOtto)
(Good-good-good job, Curtis)
– (İyi-iyi – iyi iş, Curtis)
(Let’s go)
– (Hadi gidelim)

I’m on a sugar crash, I ain’t got no fuckin’ cash
– Şeker hastasıyım, hiç param yok.
Maybe I should take a bath, cut my fuckin’ brain in half
– Belki de banyo yapıp beynimi ikiye bölmeliyim.
I’m not lonely, just a bit tired of this fuckin’ shit
– Yalnız değilim, sadece bu boktan biraz yoruldum
Nothin’ that I write can make me feel good
– Yazdığım hiçbir şey beni iyi hissettiremez

Victim of the great machine, in love with everything I see
– Büyük makinenin kurbanı, gördüğüm her şeye aşık
Neon lights surroundin’ me, I indulge in luxury
– Beni çevreleyen Neon ışıkları, lüksün tadını çıkarıyorum
Everything I do is wrong, ‘cept for when I hit the bong
– Yaptığım her şey yanlış, nargileye vurduğumda hariç
Hit the bong, hit the bo-, feel good
– Bong’a vur, bo’ya vur, iyi hisset

Feelin’ shitty in my bed, didn’t take my fuckin’ meds
– Yatağımda boktan hissediyorum, ilaçlarımı almadım.
Hyperpop up in my ears, everything just disappears
– Kulaklarımda hiperpop var, her şey kayboluyor
Don’t wanna be someone else, just don’t wanna hate myself
– Başka biri olmak istemiyorum, sadece kendimden nefret etmek istemiyorum
I just don’t wanna hate myself, instead I wanna feel good
– Sadece kendimden nefret etmek istemiyorum, bunun yerine iyi hissetmek istiyorum

I’m on a sugar crash, I ain’t got no fuckin’ cash
– Şeker hastasıyım, hiç param yok.
Maybе I should take a bath, cut my fuckin’ brain in half
– Belki de banyo yapıp beynimi ikiye bölmeliyim.
I’m not lonely, just a bit tired of this fuckin’ shit
– Yalnız değilim, sadece bu boktan biraz yoruldum
Nothin’ that I writе can make me feel good
– Yazdığım hiçbir şey beni iyi hissettiremez

(Woo-ah)
– (Woo-ah)

I got a sugar crush, I can never get enough
– Bir şeker ezmesi var, asla yeterince alamıyorum
Lookin’ for a better rush, rush (yeah, yeah, yeah)
– Daha iyi bir acele arıyorum, acele et (Evet, Evet, Evet)
Pop music energy, everybody scared of me
– Pop müzik enerjisi, herkes benden korkuyor
Wish I was a better me, me (yeah, yeah, yeah)
– Keşke daha iyi bir ben olsaydım, ben (Evet, Evet, Evet)
Feel my heart racin’, everything’s changin’
– Kalbimin yarıştığını hisset, her şey değişiyor
Feel fuckin’ crazy, I just wanna
– Deli gibi hissediyorum, sadece istiyorum
Feel good
– İyi hissediyorum

Victim, victim, made myself the victim
– Kurban, kurban, kendimi kurban yaptım
Runnin’ in a circle ’cause I’m stuck up in the system
– Bir daire içinde koşuyorum çünkü sistemde sıkışıp kaldım
Symptom, symptom, dealin’ with addiction
– Belirti, belirti, bağımlılıkla başa çıkma
Got me on these meds, they sayin’ I’m really sick
– Beni bu ilaçlara soktular, gerçekten hasta olduğumu söylüyorlar
Oh-ho, I ain’t comin’ home
– Oh-ho, eve gelmiyorum.
Don’t miss when I’m gone
– Ben yokken kaçırmayın
I ain’t comin’ home (oh)
– Eve gelmiyorum (oh)

Where to now?
– Şimdi nereye?
Got the rest of my life just laid out
– Hayatımın geri kalanını daha yeni düzenledim.
Got the rest of my life to fuck around
– Hayatımın geri kalanını sikişmek için harcadım
Got the rest of my life to make sound
– Hayatımın geri kalanını ses çıkarmak için harcadım.
Feel, feel good
– Hisset, iyi hisset

I’m on a sugar crash, I don’t really understand
– Bir şeker kazasındayım, gerçekten anlamıyorum
Pressure keeps on buildin’, now the blood is runnin’ down my hands
– Basınç artmaya devam ediyor, şimdi kan ellerimden akıyor
Give me a minute, I need to process all this
– Bana bir dakika ver, tüm bunları işlemem gerekiyor
I just wanna feel good, even for a little bit
– Sadece iyi hissetmek istiyorum, birazcık bile olsa
Da-da-da-da-da
– Da-da-da-da-da
Da-da-da-da-da
– Da-da-da-da-da
Da-da-da-da-da
– Da-da-da-da-da
Da-da-da-da-da
– Da-da-da-da-da
I’m like a little kid in a sweet shop
– Tatlı dükkanındaki küçük bir çocuk gibiyim.
Pretty packages, I can never make it stop
– Güzel paketler, asla durduramam
It’s like a nightmare, I can never live it down
– Bu bir kabus gibi, asla yaşayamam
So all I really know how to do is make sound
– Bunu yapmak için gerçekten bildiğim bütün sesler olun




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın