Nehzia on the track
– Nehzia yolda
Damn Ney, your keys are fire
– Lanet Ney, anahtarların yanıyor.
No, no
– Hayır, hayır
Na, na (na, na)
– Hayır, hayır (hayır, hayır)
Mmh, eh (eh, eh)
– Mmh, eh (eh, eh)
Tu m’l’as mise à l’envers (oh, ouh)
– Bana ters taktın (oh, ooh)
Eh, j’comptais sur toi
– Hey, sana güveniyordum.
Na, na, na (na, na, na)
– Hayır, hayır, hayır (hayır, hayır, hayır)
Mon cœur, j’avais du mal à le donner
– Kalbim, bunu vermekte zorlanıyordum.
Tu as pas fait c’que tu m’as promis
– Bana söz verdiğin şeyi yapmadın.
J’t’ai fait confiance, je l’ai regretté
– Sana güvendim, pişman oldum
Avec du temps, j’m’en suis remis
– Zamanla üstesinden geldim.
C’est d’ma faute, j’aurais pas dû
– Benim hatam, yapmamalıydım.
La trahison, ça fait mal mais ça peut pas m’tuer
– İhanet acıtıyor ama beni öldüremez.
Tu comptais pour moi, j’t’ai tout donné
– Benim için çok önemliydin, sana her şeyi verdim.
Le refaire une autre fois? Plus jamais
– Başka zaman tekrar yapar mısın? Bir daha asla
Les yeux vers les cieux
– Gözler göklere
Mon cœur, tu l’as fendu en deux
– Kalbim, ikiye böldün
Tu as brisé c’qui m’était le plus précieux
– Benim için en değerli olanı kırdın.
J’t’ai fait confiance mais tu m’l’as mise à l’envers (tu m’l’as mise à l’envers)
– Sana güvendim ama sen onu altüst ettin (altüst ettin).
J’comptais sur toi mais tu m’as montré qu’il faut qu’compter sur soi-même (faut qu’compter sur soi-même)
– Sana güveniyordum ama bana kendine güvenmen gerektiğini gösterdin (kendine güvenmek zorundasın)
Ah, j’t’ai fait confiance mais tu m’l’as mise à l’envers (tu m’l’as mise à l’envers)
– Ah, sana güvendim ama sen ters çevirdin (ters çevirdin)
J’comptais sur toi mais tu m’as montré qu’il faut qu’compter sur soi-même (faut qu’compter sur soi-même)
– Sana güveniyordum ama bana kendine güvenmen gerektiğini gösterdin (kendine güvenmek zorundasın)
Oublie-moi, moi, moi, moi, moi
– Unut beni, beni, beni, beni, beni
Oublie-moi, moi, moi, c’est fait
– Unut beni, ben, ben, bitti
Oublie-moi, moi, on s’reverra plus jamais (plus jamais)
– Beni unut, beni, birbirimizi bir daha asla görmeyeceğiz (bir daha asla)
Oublie-moi, moi, moi, moi, moi
– Unut beni, beni, beni, beni, beni
Oublie-moi, moi, moi, c’est fait
– Unut beni, ben, ben, bitti
Oublie-moi, moi, on s’reverra plus jamais (plus jamais, ah)
– Beni unut, ben, birbirimizi bir daha asla görmeyeceğiz (bir daha asla, ah)
Du coup, j’ai compris (ouais) qu’on n’était pas les mêmes (na, na)
– Birdenbire, (evet) aynı olmadığımızı fark ettim (na, na)
Oublie-moi, fais ta route et je fais la mienne (ouais, ouais)
– Beni unut, yoluna git ve benimkini yapacağım (evet, evet)
J’ai pas la haine, le meilleur, je te le souhaite (je te le souhaite)
– Nefret etmiyorum, en iyisi, sana diliyorum (sana diliyorum)
Mais reviens plus jamais, tu es sortie de ma tête
– Ama bir daha asla geri dönme, aklımı kaçırdın.
Avant, j’regardais toutes nos photos et j’me demandais qui avait fauté
– Daha önce, tüm fotoğraflarımıza bakıyordum ve kimin hatalı olduğunu merak ediyordum
Tu comptais pour moi, j’t’ai tout donné, le refaire une autre fois, plus jamais
– Benim için her şeyi kastettin, sana her şeyi verdim, başka bir zaman tekrar yap, bir daha asla
Les yeux vers les cieux, mon cœur, tu l’as fendu en deux
– Gözler göklere, kalbim, ikiye böldün
Tu as brisé c’qui m’était le plus précieux
– Benim için en değerli olanı kırdın.
J’t’ai fait confiance mais tu m’l’as mise à l’envers (tu m’l’as mise à l’envers)
– Sana güvendim ama sen onu altüst ettin (altüst ettin).
J’comptais sur toi mais tu m’as montré qu’il faut qu’compter sur soi-même (faut qu’compter sur soi-même)
– Sana güveniyordum ama bana kendine güvenmen gerektiğini gösterdin (kendine güvenmek zorundasın)
Ah, j’t’ai fait confiance mais tu m’l’as mise à l’envers (tu m’l’as mise à l’envers)
– Ah, sana güvendim ama sen ters çevirdin (ters çevirdin)
J’comptais sur toi mais tu m’as montré qu’il faut qu’compter sur soi-même (faut qu’compter sur soi-même)
– Sana güveniyordum ama bana kendine güvenmen gerektiğini gösterdin (kendine güvenmek zorundasın)
Oublie-moi, moi, moi, moi, moi
– Unut beni, beni, beni, beni, beni
Oublie-moi, moi, moi, c’est fait
– Unut beni, ben, ben, bitti
Oublie-moi, moi, on s’reverra plus jamais (plus jamais)
– Beni unut, beni, birbirimizi bir daha asla görmeyeceğiz (bir daha asla)
Oublie-moi, moi, moi, moi, moi (oublie-moi)
– Unut beni, beni, beni, beni, beni (unut beni)
Oublie-moi, moi, moi, c’est fait
– Unut beni, ben, ben, bitti
Oublie-moi, moi, on s’reverra plus jamais (plus jamais)
– Beni unut, beni, birbirimizi bir daha asla görmeyeceğiz (bir daha asla)
Oublie-moi
– Unut beni
Nan, oublie-moi
– Hayır, unut beni
Nan, oublie-moi
– Hayır, unut beni
On s’reverra jamais
– Birbirimizi bir daha asla göremeyeceğiz.
J’t’ai fait confiance mais tu m’l’as mise à l’envers
– Sana güvenmiştim ama sen bunu bana tepetaklak ettin.
J’comptais sur toi mais tu m’as montré qu’il faut qu’compter sur soi-même
– Sana güveniyordum ama sen bana kendine güvenmen gerektiğini gösterdin.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.