EMO – Pray İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I’m so fucking wasted
– Çok sarhoşum.
I’m building up the hatred
– Nefreti arttırıyorum.
What d’you want from me?
– Benden ne istiyorsun?
(Yeah)
– (Evet)

I feel like I’m bleeding
– Kanıyor gibiyim.
All I want is feelings
– Tek istediğim duygular
Let me try believing
– İnanmayı deneyeyim.

But there’s no longer happy afters
– Ama artık mutlu olanlar yok
Once you step, you’ll fall
– Bir adım attığında düşeceksin.

(Pray), ’cause no one’s coming for us
– Çünkü kimse bizim için gelmiyor.
(Pray), time’s running out
– (Dua et), zaman tükeniyor
Roads are broken here forever
– Yollar burada sonsuza dek bozuldu
No way out, so pray now
– Çıkış yok, şimdi dua et

(Pray), ’cause no one’s coming for us
– Çünkü kimse bizim için gelmiyor.
(Pray), time’s running out
– (Dua et), zaman tükeniyor
Roads are broken here forever
– Yollar burada sonsuza dek bozuldu
No way out, so pray (pray)
– Çıkış yok, bu yüzden dua et (dua et)

Pray now
– Şimdi dua et
Pray now
– Şimdi dua et
Pray (pray)
– Dua et (dua et)

I, I’m looking down the barrel of a gun
– Bir silahın namlusuna bakıyorum.
Feeling like I’m running in the headlights on my own
– Farların içinde tek başıma koşuyormuşum gibi hissediyorum.
Tell me I belong
– Ait olduğumu söyle
Thunder and lightning wherever I go
– Gök gürültüsü ve şimşek nereye gidersem gideyim
Ghost in the closet, I just need to hold on
– Dolaptaki hayalet, sadece dayanmam gerek.
Something to believe in, something to believe
– İnanılacak bir şey, inanılacak bir şey
I can’t let you go
– Gitmene izin veremem.

But there’s no longer happy afters
– Ama artık mutlu olanlar yok
Once you step, you’ll fall
– Bir adım attığında düşeceksin.

Pray, ’cause no one’s coming for us
– Dua et, çünkü kimse bizim için gelmiyor.
Pray, time’s running out
– Dua et, zaman tükeniyor.
Roads are broken here forever
– Yollar burada sonsuza dek bozuldu
No way out, so pray (pray)
– Çıkış yok, bu yüzden dua et (dua et)

(Pray), ’cause no one’s coming for us
– Çünkü kimse bizim için gelmiyor.
(Pray), time’s running out
– (Dua et), zaman tükeniyor
Roads are broken here forever
– Yollar burada sonsuza dek bozuldu
No way out, so pray (pray)
– Çıkış yok, bu yüzden dua et (dua et)

Pray now
– Şimdi dua et
Pray now
– Şimdi dua et
Pray (pray)
– Dua et (dua et)

Pray
– Dua etmek

Pray
– Dua etmek