Da, da, da, da
– Da, da, da, da
The smell of your skin lingers on me now
– Cildinin kokusu artık üzerimde kalıyor.
You’re probably on your flight back to your hometown
– Muhtemelen memleketine dönüş uçuşundasın.
I need some shelter of my own protection, baby
– Kendi korumam için bir sığınağa ihtiyacım var bebeğim.
Be with myself and center
– Kendimle ve merkezimle ol
Clarity, peace, serenity
– Netlik, barış, huzur
I hope you know, I hope you know
– Umarım biliyorsundur, umarım biliyorsundur
That this has nothing to do with you
– Bunun seninle hiçbir ilgisi yok …
It’s personal, myself and I
– Bu kişisel, kendim ve ben
We got some straightening out to do
– Ufak tefek bazı düzeltmeler yapmalıyız
And I’m gonna miss you like a child misses their blanket
– Ve seni bir çocuğun battaniyesini özlediği gibi özleyeceğim
But I’ve got to get a move on with my life
– Ama hayatıma devam etmeliyim.
It’s time to be a big girl now
– Şimdi büyük bir kız olma zamanı
And big girls don’t cry
– Ve büyük kızlar ağlamaz
Don’t cry, don’t cry, don’t cry
– Ağlama, ağlama, ağlama
The path that I’m walking, I must go alone
– Yürüdüğüm yol, yalnız gitmeliyim
I must take the baby steps ’til I’m full grown, full grown
– Bebek adımları ’til almalıyım tam büyüdü, ben artık büyüdüm
Fairytales don’t always have a happy ending, do they?
– Masalların her zaman mutlu bir sonu yoktur, değil mi?
And I foresee the dark ahead if I stay
– Ve eğer kalırsam ilerideki karanlığı öngörürüm
I hope you know, I hope you know
– Umarım biliyorsundur, umarım biliyorsundur
That this has nothing to with you
– Bunun seninle bir ilgisi olmadığını
It’s personal, myself and I
– Bu kişisel, kendim ve ben
We got some straightening out to do
– Ufak tefek bazı düzeltmeler yapmalıyız
And I’m gonna miss you like a child misses their blanket
– Ve seni bir çocuğun battaniyesini özlediği gibi özleyeceğim
But I’ve got to get a move on with my life
– Ama hayatıma devam etmeliyim.
It’s time to be a big girl now
– Şimdi büyük bir kız olma zamanı
And big girls don’t cry
– Ve büyük kızlar ağlamaz
Like the little school mate in the school yard
– Okul bahçesindeki küçük okul arkadaşı gibi
We’ll play jacks and UNO cards
– Krikolar ve UNO kartları oynayacağız
I’ll be your best friend and you’ll be my, valentine
– Ben senin en iyi arkadaşın olacağım ve sen benim olacaksın, valentine
Yes, you can hold my hand if you want to
– Evet, istersen elimi tutabilirsin.
‘Cause I want to hold yours too
– Çünkü ben de seninkini tutmak istiyorum.
We’ll be playmates and lovers
– Oyun arkadaşı ve sevgili olacağız
And share our secret worlds
– Ve gizli dünyalarımızı paylaş
But it’s time for me to go home
– Ama artık eve gitme zamanım geldi.
It’s getting late, dark outside
– Geç oluyor, dışarısı karanlık
I need to be with myself and center
– Kendimle ve merkezimle birlikte olmalıyım
Clarity, peace, serenity
– Netlik, barış, huzur
I hope you know, I hope you know
– Umarım biliyorsundur, umarım biliyorsundur
That this has nothing to do with you
– Bunun seninle hiçbir ilgisi yok …
It’s personal, myself and I
– Bu kişisel, kendim ve ben
We got some straightening out to do
– Ufak tefek bazı düzeltmeler yapmalıyız
And I’m gonna miss you like a child misses their blanket
– Ve seni bir çocuğun battaniyesini özlediği gibi özleyeceğim
But I’ve got to get a move on with my life
– Ama hayatıma devam etmeliyim.
It’s time to be a big girl now
– Şimdi büyük bir kız olma zamanı
And big girls don’t cry
– Ve büyük kızlar ağlamaz
Don’t cry, don’t cry, don’t cry
– Ağlama, ağlama, ağlama
Da, da, da, da
– Da, da, da, da
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.