Looking up from underneath
– Aşağıdan yukarıya bakıyor
Fractured moonlight on the sea
– Denizde kırık ay ışığı
Reflections still look the same to me
– Yansımalar hala bana aynı görünüyor
As before I went under
– Batmadan önce olduğu gibi
And it’s peaceful in the deep
– Ve derinlerde huzurlu
Cathedral where you cannot breathe
– Nefes alamayacağın Katedral
No need to pray, no need to speak
– Dua etmeye gerek yok, konuşmaya gerek yok
Now I am under all
– Şimdi her şeyin altındayım
And it’s breaking over me
– Ve bu beni kırıyor
A thousand miles down to the sea bed
– Deniz yatağına bin mil
Found the place to rest my head
– Kafamı dinlendirecek bir yer buldum.
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
And the arms of the ocean are carrying me
– Ve okyanusun kolları beni taşıyor
And all this devotion was rushing out of me
– Ve tüm bu özveri benden acele ediyordu
And the crashes are heaven, for a sinner like me
– Ve kazalar cennet, benim gibi bir günahkar için
But the arms of the ocean delivered me
– Ama okyanusun kolları beni kurtardı
Though the pressure’s hard to take
– Her ne kadar baskı almak zor olsa da
It’s the only way I can escape
– Kaçabilmemin tek yolu bu.
It seems a heavy choice to make
– Bu zor bir seçim gibi görünüyor
But now I am under all
– Ama şimdi her şeyin altındayım
And it’s breaking over me
– Ve bu beni kırıyor
A thousand miles down to the sea bed
– Deniz yatağına bin mil
Found the place to rest my head
– Kafamı dinlendirecek bir yer buldum.
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
And the arms of the ocean are carrying me
– Ve okyanusun kolları beni taşıyor
And all this devotion was rushing out of me
– Ve tüm bu özveri benden acele ediyordu
And the crashes are heaven, for a sinner like me
– Ve kazalar cennet, benim gibi bir günahkar için
But the arms of the ocean delivered me
– Ama okyanusun kolları beni kurtardı
And it’s over
– Ve bitti
And I’m going under
– Ve ben batıyorum
But I’m not giving up
– Ama PES etmiyorum
I’m just giving in
– Sadece PES ediyorum.
Slipping underneath
– Altında kayma
So cold but so sweet
– Çok soğuk ama çok tatlı
In the arms of the ocean, so sweet and so cold
– Okyanusun kollarında, çok tatlı ve çok soğuk
And all this devotion, well, I never knew it all
– Ve tüm bu özveri, iyi, hepsini bilmiyordum
And the crashes are heaven, for a sinner released
– Ve kazalar cennettir, bir günahkar için serbest bırakıldı
And the arms of the ocean delivered me
– Ve okyanusun kolları beni kurtardı
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Delivered me
– Beni teslim etti
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Delivered me
– Beni teslim etti
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
Delivered me
– Beni teslim etti
Never let me go
– Beni asla bırakma
Never let me go
– Beni asla bırakma
And it’s over (Never let me go, never let me go)
– Ve bitti (asla gitmeme izin verme, asla gitmeme izin verme)
And I’m going under (Never let me go, never let me go)
– Ve ben gidiyorum (asla gitmeme izin verme, asla gitmeme izin verme)
But I’m not giving up (Never let me go, never let me go)
– Ama PES etmiyorum (asla gitmeme izin verme, asla gitmeme izin verme)
I’m just giving in (Never let me go, never let me go)
– Ben sadece PES ediyorum (asla gitmeme izin verme, asla gitmeme izin verme)
Ooh (Never let me go, never let me go)
– Ooh (asla gitmeme izin verme, asla gitmeme izin verme)
Slipping underneath (Never let me go, never let me go)
– Altında kayma (asla gitmeme izin verme, asla gitmeme izin verme)
Ooh (Never let me go, never let me go)
– Ooh (asla gitmeme izin verme, asla gitmeme izin verme)
So cold and so sweet (Never let me go, never let me go)
– Çok soğuk ve çok tatlı (asla gitmeme izin verme, asla gitmeme izin verme)
Florence + The Machine – Never Let Me Go İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.