Ricomincia nella notte
– Gece yeniden başla
Questa storia troppe volte mi ha tirato botte
– Bu hikaye beni defalarca dövdü.
Colpi bassi mentre vivo, che mi tolgono il respiro
– Yaşarken nefesimi kesen alçak darbeler
E mi danno la certezza che mi ostinerò a mancarti senza raddrizzare il tiro
– Ve bana, iğneyi düzeltmeden seni özlemeye devam edeceğime dair kesinlik veriyorlar.
Quante volte avremmo detto con fermezza che tra noi era finita
– Aramızda her şeyin bittiğini kaç kez kesin olarak söylerdik
Da domani ricomincio un’altra vita
– Yarından itibaren başka bir hayata başlıyorum.
Tranne poi tornare dove siamo stati sempre certi di trovarci
– Ama o zaman kendimizi bulacağımızdan emin olduğumuz yere geri dönmek dışında
Siamo sempre stati forti
– Biz her zaman güçlüydük.
A lasciarci negli abbracci, a proteggerci dai sassi
– Bizi kucaklarda bırakmak, taşlardan korumak için
A difenderci dagli altri, a lasciarci i nostri spazi
– Kendimizi başkalarından korumak, yerlerimizi terk etmek
A toccare con un dito questo cielo che spalanca l’infinito
– Sonsuzluğu açan bu gökyüzüne bir parmakla dokunmak
Quante volte ci ha deluso e quante volte ci ha sorriso
– Bizi kaç kez hayal kırıklığına uğrattın ve bize kaç kez gülümsedin
Come te che mi hai dato
– Sanki bana kim verdi sana
Il mio giorno più bello del mondo l’ho vissuto con te
– Seninle yaşadığım dünyadaki en güzel günüm
Solo tu mi hai donato
– Sadece bana verdiğin
Un sorriso che nasce anche quando un motivo non c’è
– Sebep yokken bile doğan bir gülümseme
E da quando c’è stato sembra schiudere tutte le porte
– Ve orada olduğu için tüm kapıları açıyor gibi görünüyor
Sembra schiuderle tutte le volte che sto con te
– Her seninle olduğumda onları yumurtadan çıkarıyor gibi görünüyor.
Non lasciamo che sia il tempo a cancellarci senza un gesto
– Zamanın bizi bir jest olmadan silmesine izin vermeyiz.
Far la fine dei graffiti abbandonati alle pareti
– Duvarlarda kalan grafiti bitirmek
Lentamente sgretolati dalla pioggia e dal calore
– Yağmurdan ve sıcaktan yavaşça ufalanıyor
Fino a quando c’è uno stronzo che passando li rimuove
– Onları geçen bir pislik onları çıkarana kadar
Senza avere la certezza di aver dato tutto
– Her şeyi verdiğinden emin olmadan
Prima di mollare, di tagliare corto
– Pes etmeden önce kısa kes
Di imboccare quella strada senza più un rimorso
– Pişmanlık duymadan o yoldan gitmek
Quando arriverà qualcuno che starà al mio posto
– Benim yerimde duracak biri ne zaman gelecek
A lasciarci negli abbracci, a proteggerci dai sassi
– Bizi kucaklarda bırakmak, taşlardan korumak için
A difenderci dagli altri, a lasciarci i nostri spazi
– Kendimizi başkalarından korumak, yerlerimizi terk etmek
A toccare con un dito questo cielo che spalanca l’infinito
– Sonsuzluğu açan bu gökyüzüne bir parmakla dokunmak
Quante volte ci ha deluso e quante volte ci ha sorriso
– Bizi kaç kez hayal kırıklığına uğrattın ve bize kaç kez gülümsedin
Come te che mi hai dato
– Sanki bana kim verdi sana
Il mio giorno più bello del mondo l’ho vissuto con te
– Seninle yaşadığım dünyadaki en güzel günüm
È con te che è iniziato
– Başladı bu ne demek oluyor
Il mio viaggio più bello nel mondo io l’ho fatto con te
– Dünyanın en güzel yolculuğumu seninle yaptım.
È un sorriso che è nato
– Bu bir gülümseme doğdu
Sembra schiudere tutte le porte
– Tüm kapıları açıyor gibi görünüyor.
Sembra schiuderle tutte le volte che sto con te
– Her seninle olduğumda onları yumurtadan çıkarıyor gibi görünüyor.
Eravamo solo due perduti amanti
– Biz sadece iki kayıp aşıktık.
Quando l’universo ha ricongiunto i punti
– Evren noktalara yeniden katıldığında
Sole, luna, caldo, freddo in un secondo solo
– Güneş, Ay, sıcak, soğuk bir saniyede
Quando finalmente riprendiamo il giro
– Sonunda tura devam ettiğimizde
È una sensazione che mi sembra innata
– Bu benim için doğuştan gelen bir duygu
Come se con me fossi sempre stata
– Her zaman benimle olduğun gibi
Come se ti avessi sempre conosciuta
– Seni her zaman tanıdığım gibi
Ma la meraviglia è che ti ho incontrata
– Ama merak ediyorum ki seninle tanıştım.
E sei tu che mi hai dato
– Ve beni sen verdin.
I miei giorni più belli del mondo li ho vissuti con te
– Dünyanın En Güzel Günlerini seninle yaşadım
Solo tu mi hai donato
– Sadece bana verdiğin
Un sorriso che nasce anche quando un motivo non c’è
– Sebep yokken bile doğan bir gülümseme
E sembri schiudere tutte le porte
– Ve tüm kapıları açıyor gibisin.
Sembri schiuderle tutte le volte che sei con me
– Benimle olduğun her seferinde onları yumurtadan çıkarıyor gibisin.
Sembri schiuderle tutte le volte che sto con te
– Ne zaman seninleysem onları yumurtadan çıkarıyor gibisin.

Francesco Renga – Il Mio Giorno Più Bello Nel Mondo İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.