Il vagone in metro è troppo pieno
– Metro vagonu çok dolu
E non so se aspettare il prossimo
– Ve bir sonraki için bekleyip beklemeyeceğimi bilmiyorum
Le porte chiudono e passi attraverso
– Kapılar kapanır ve geçer
Ma io non faccio in tempo
– Ama bunu zamanında yapmıyorum
E mi lasci da solo qui come uno scemo, come uno scemo
– Ve beni burada bir aptal gibi yalnız bırak, bir aptal gibi
Le mani combaciano per un momento
– Eller bir an için eşleşir
Ma divise dal vetro
– Ama cam ile bölünmüş
Ho più di qualche bottiglia da scolare
– Boşaltmak için birkaç şişeden daha fazlası var
Perché ho più di qualche sbaglio da scordare
– Çünkü unutmam gereken birkaç hatadan daha fazlası var
Forse sono fatto male
– Belki kırıldım
E sono rimasto solo a quanto pare
– Ve görünüşe göre yalnız kaldım
Speravo in un finale da film americano
– Bir Amerikan filminin bitmesini umuyordum.
Ma andava bene uguale anche un finale dolceamaro
– Ama tatlı-tatlı bir sonun yanı sıra iyiydi
Con il mondo che crolla e noi due mano nella mano
– Dünya çökerken ve ikimiz el ele tutuşurken
Su un cielo di salsa di soia e nuvole di drago
– Soya sosu ve Ejderha bulutlarının gökyüzünde
E ti direi che resti mia pure che sei di un altro
– Sen de benimsin, sen de başkasının.
Ma è solo una bugia
– Ama bu sadece bir yalan
E il vento si porterà via questo giorno distratto
– Ve rüzgar bu gün dikkatini dağıtacak
E la malinconia
– Ve melankoli
E ti direi che resti mia pure che sei di un altro
– Sen de benimsin, sen de başkasının.
Ma è solo una bugia
– Ama bu sadece bir yalan
E il vento si porterà via questo giorno distratto
– Ve rüzgar bu gün dikkatini dağıtacak
E la malinconia
– Ve melankoli
Ed è passato tutto quanto di punto in bianco
– Ve her şey maviden çıktı
Mi parlano e sento soltanto rumore bianco
– Benimle konuşuyorlar ve sadece beyaz gürültü duyuyorum
Pensieri mi corrono appresso, tengono banco
– Düşünceler peşimden koşuyor, banka tutuyorlar
Accelero il passo per tenerli lontano
– Onları uzak tutmak için hızı hızlandırıyorum
Ho tagliato la barba per sembrarti un altro
– Başka birine benzemek için sakalımı kestim
Per sembrarti cambiato, come volevi tu
– İstediğin gibi değişmiş gibi görünmek
Mi confido col barman che ne versa un altro
– Bir tane daha döken barmene güveniyorum.
Ma non mi sta ascoltando come facevi tu
– Ama beni eskisi gibi dinlemiyor.
Bevo liquore trasparente per diventare invisibile
– Görünmez olmak için şeffaf likör içiyorum
Nel tuo sguardo è cambiato qualcosa, qualcosa di impercettibile
– Bakışlarında bir şey değişti, algılanamaz bir şey
È meglio far finta di niente e restare impassibile
– Hiçbir şey gibi davranmak ve hareketsiz kalmak daha iyidir
E sei irraggiungibile, era prevedibile
– Ve sen ulaşılamazsın, tahmin edilebilirdi
Ho più di qualche bottiglia da scolare
– Boşaltmak için birkaç şişeden daha fazlası var
Perché ho più di qualche sbaglio da scordare
– Çünkü unutmam gereken birkaç hatadan daha fazlası var
Forse sono fatto male
– Belki kırıldım
E sono rimasto solo a quanto pare
– Ve görünüşe göre yalnız kaldım
Speravo in un finale da film americano
– Bir Amerikan filminin bitmesini umuyordum.
Ma andava bene uguale anche un finale dolceamaro
– Ama tatlı-tatlı bir sonun yanı sıra iyiydi
Con il mondo che crolla e noi due mano nella mano
– Dünya çökerken ve ikimiz el ele tutuşurken
Su un cielo di salsa di soia e nuvole di drago
– Soya sosu ve Ejderha bulutlarının gökyüzünde
E ti direi che resti mia pure che sei di un altro
– Sen de benimsin, sen de başkasının.
Ma è solo una bugia
– Ama bu sadece bir yalan
E il vento si porterà via questo giorno distratto
– Ve rüzgar bu gün dikkatini dağıtacak
E la malinconia
– Ve melankoli
E ti direi che resti mia pure che sei di un altro
– Sen de benimsin, sen de başkasının.
Ma è solo una bugia
– Ama bu sadece bir yalan
E il vento si porterà via questo giorno distratto
– Ve rüzgar bu gün dikkatini dağıtacak
E la malinconia
– Ve melankoli
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.