Frank Sinatra – My Way İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

And now the end is near
– Ve şimdi son yaklaşıyor
And so I face the final curtain
– Ve böylece son perdeyle yüzleşiyorum
My friend, I’ll say it clear
– Arkadaşım, ben açık söyle
I’ll state my case, of which I’m certain
– Emin olduğum davamı açıklayacağım.

I’ve lived, a life that’s full
– Ben yaşadım, dolu bir hayat
I travelled each and every highway
– Her otoyolda seyahat ettim
And more, much more than this
– Ve daha fazlası, bundan çok daha fazlası
I did it my way
– Kendi yolum yaptım

Regrets, I’ve had a few
– Pişmanlıklar, birkaç tane yaşadım
But then again, too few to mention
– Ama yine de birkaç söz
I did what I had to do
– Ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım
I saw it through, without exemption
– Bunu istisnasız olarak gördüm

I planned each chartered course
– Her kiralanan kursu planladım
Each careful step along the by-way
– Yol boyunca her dikkatli adım
And more, much more than this
– Ve daha fazlası, bundan çok daha fazlası
I did it, my way
– Ben yaptım, kendi yolumla

Yes, there were times
– Evet, zamanlar vardı.
I’m sure you knew
– Anladım ben seni.
When I bit off, more than I could chew
– Isırdığımda, çiğneyebileceğimden daha fazla
But through it all, when there was doubt
– Ama her şeyden önce, şüphe olduğunda
I ate it up and spit it out
– Onu yedim ve tükürdüm
I faced it all, and I stood tall
– Her şeyle yüzleştim ve uzun durdum
And did it my way
– Ve benim yöntemimle yaptı

I’ve loved, I’ve laughed and cried
– Sevdim, güldüm ve ağladım
I’ve had my fill, my share of losing
– Payımı kaybettim, payımı kaybettim
And now, as tears subside
– Ve şimdi, gözyaşları azaldıkça
I find it all so amusing
– Her şeyi çok eğlenceli buluyorum

To think I did all that
– Bütün bunları yaptığımı düşünmek için
And may I say, not in a shy way
– Ve utangaç bir şekilde değil diyebilir miyim
Oh no, oh no not me
– Oh hayır, oh hayır, ben değilim
I did it my way
– Kendi yolum yaptım

For what is a man, what has he got?
– Bir erkek ne için, ne var?
If not himself, then he has naught
– Eğer kendisi değilse, o zaman hiçbir şeyi yoktur
To say the things he truly feels
– Gerçekten hissettiği şeyleri söylemek için
And not the words of one who kneels
– Ve diz çökmüş birinin sözleri değil
The record shows, I took the blows
– Kayıt gösteriyor ki, darbeleri aldım
And did it my way
– Ve benim yöntemimle yaptı

Yes, it was my way
– Evet, oldu bazı zamanlar …




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın