If you’d have, if you’d have just let me in
– Eğer yapsaydın, beni içeri alsaydın
Who knows what could have been
– Kim bilir ne olabilirdi
They tell me to forget but I don’t want to
– Unutmamı söylüyorlar ama istemiyorum.
Your face is all I seem too see
– Benim de gördüğüm tek şey senin yüzün.
How can blackout you?
– Seni nasıl karartabilir?
Don’t wanna hear my friends say
– İstemiyor dinleyin dostlarım söyleyin
“Girl, you’re better off anyway”
– “Kızım, yine de daha iyisin”
Cause I know that’s not true, I want you
– Çünkü bunun doğru olmadığını biliyorum, seni istiyorum.
I wanted you to be the one who stayed
– Bir tek sen ol istedim yanımda olan
How can I blackout you, you, you?
– Nasıl sen, sen, sen karartma miyim?
How can I blackout you?
– Seni nasıl karartabilirim?
How can I blackout you?
– Seni nasıl karartabilirim?
Pins and needles in my lips
– Dudaklarımda iğneler ve iğneler
No anaesthetic could make me numb to you
– Hiçbir anestezi beni uyuşturamaz.
How can I blackout you, you, ‘s you, ‘s you?
– Sana nasıl açılır miyim,, ‘s sen, sen misin?
How can I blackout you, you, you?
– Nasıl sen, sen, sen karartma miyim?
How can I blackout you, ooh, you?
– Seni nasıl karartabilirim?
How can I blackout you, ooh, you?
– Seni nasıl karartabilirim?
It’s always been you
– Her zaman oldu sana
Freya Ridings – Blackout İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.