Belle
– Güzel
C’est un mot qu’on dirait inventé pour elle
– Bu onun için icat edilmiş gibi görünen bir kelime
Quand elle danse et qu’elle met son corps à jour, tel
– Dans ettiğinde ve vücudunu güncellediğinde, örneğin
Un oiseau qui étend ses ailes pour s’envoler
– Uçup gitmek için kanatlarını açan bir kuş
Alors je sens l’Enfer s’ouvrir sous mes pieds
– Bu yüzden ayaklarımın altında cehennem gibi hissediyorum
J’ai posé mes yeux sous sa robe de gitane
– Gözlerimi çingene elbisesinin altına koydum
À quoi me sert encore de prier Notre-Dame?
– Meryem Ana’ya dua etmenin anlamı nedir?
Quel
– Ne
Est celui qui lui jettera la première pierre?
– İlk taşı ona atacak olan o mu?
Celui-là ne mérite pas d’être sur terre
– Bu dünyada olmayı hak etmiyor.
Ô Lucifer, ô laisse-moi rien qu’une fois
– O Lucifer, o sadece bir kez izin ver
Glisser mes doigts dans les cheveux d’Esméralda
– Parmaklarımı Esmeralda’nın saçına kaydırıyorum
Belle
– Güzel
Est-ce le diable qui s’est incarné en elle
– Onun içinde enkarne olan şeytan mı
Pour détourner mes yeux du Dieu éternel?
– Gözlerimi ebedi Tanrı’dan uzaklaştırmak için mi?
Qui a mis dans mon être ce désir charnel
– Kim koymak içinde benim varlık bu carnal arzu
Pour m’empêcher de regarder vers le Ciel?
– Gökyüzüne bakmamı engellemek için mi?
Elle porte en elle le péché originel
– Kendi içinde orijinal günahı taşır
La désirer fait-il de moi un criminel?
– Onu istemek beni suçlu mu yapıyor?
Celle
– O
Qu’on prenait pour une fille de joie, une fille de rien
– Bir sevinç kızı olduğumuzu düşündük, hiçbir şey olmayan bir kız
Semble soudain porter la croix du genre humain
– Aniden insanlığın haçını taşıyor gibi görünüyor
Ô Notre-Dame, ô laisse-moi rien qu’une fois
– O Bizim Leydi, o bana bir kere izin ver
Pousser la porte du jardin d’Esméralda
– Esmeralda’nın bahçesinin kapısını itin
Belle
– Güzel
Malgré ses grands yeux noirs qui vous ensorcellent
– Seni büyüleyen büyük siyah gözlerine rağmen
La demoiselle serait-elle encore pucelle?
– Bayan hala hizmetçi mi?
Quand ses mouvements me font voir monts et merveilles
– Onun hareketleri dağları ve harikaları görmemi sağladığında
Sous son jupon aux couleurs de l’arc-en-ciel
– Gökkuşağının renkleri onu kombinezon altında
Ma dulcinée laissez-moi vous être infidèle
– Sevgilim sana sadakatsiz olmama izin ver
Avant de vous avoir mené jusqu’à l’autel
– Seni sunağa götürmeden önce
Quel
– Ne
Est l’homme qui détournerait son regard d’elle
– Ondan uzak duracak bir adam mı
Sous peine d’être changé en statue de sel?
– Bir tuz heykeline dönüşmenin acısı üzerine mi?
Ô Fleur-de-Lys, j’aimerais être homme de foi
– Ey Fleur-de-Lys, imanlı bir adam olmak istiyorum
J’irai cueillir la fleur d’amour d’Esméralda
– Gidip esmeralda’nın aşk Çiçeğini seçeceğim.
J’ai posé mes yeux sous sa robe de gitane
– Gözlerimi çingene elbisesinin altına koydum
À quoi me sert encore de prier Notre-Dame?
– Meryem Ana’ya dua etmenin anlamı nedir?
Quel
– Ne
Est celui qui lui jettera la première pierre
– Ona ilk taşı atacak olan kişi mi
Celui-là ne mérite pas d’être sur terre
– Bu dünyada olmayı hak etmiyor.
Ô, ô-ô-ô, laisse-moi rien qu’une fois
– Oh, oh-oh-oh, bir kere izin ver
Glisser mes doigts dans les cheveux d’Esméralda
– Parmaklarımı Esmeralda’nın saçına kaydırıyorum
Esméralda
– Esmeralda
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.