난 니가 좋아 니가 좋아 니가 좋아 너무 좋아
– Gibi gibi gibi çok seviyorum
난 니가 좋아 니가 좋아 니가 좋아 너무 좋아
– Gibi gibi gibi çok seviyorum
난 니가 좋아 니가 좋아 니가 좋아 너무 좋아
– Gibi gibi gibi çok seviyorum
난 니가 좋아 니가 좋아 니가 좋아 너무 좋아
– Gibi gibi gibi çok seviyorum
자 내 말 잘 들어 난 니가 좋아
– Şimdi beni dinle. Seni sevdim.
너의 아담한 키와 작고 오똑한 코와
– Küçük boyunuz ve küçük, akıllı burnunuz
앵두 같은 그 입술
– O dudaklar kiraz gibi
아무런 기술도 없이 내 입술에
– Dudaklarımda yetenek yok
그냥 갖다 대고 있을
– Onu oraya koyacağım.
때 얼마나 예쁜 지 몰라
– Ne zaman ne kadar güzel olduğunu bilmiyorum.
너무 달콤해서 할 때마다 깜짝 놀라
– O kadar tatlı ki, her yaptığımda hayret ediyorum.
그런데 왜 계속
– Ama neden devam ediyorsun
너는 니가 특별하다는 걸 몰라
– Özel olduğunu bilmiyorsun.
어떤 여잘 데려와도 난 너를 골라
– Hangi kızı getirirsen getir, seni seçeceğim.
너는 화려하진 않지만
– Muhteşem değilsin.
은은하게 빛나
– Usulca parla
밤하늘의 달처럼
– Gece gökyüzünde ay gibi
들에 핀 들꽃처럼
– Tarlalardaki kır çiçekleri gibi
너는 평범한 것 같지만
– Sıradan görünüyorsun.
특별하다니까
– Özel.
아는 사람 눈에만
– Sadece tanıdıkların gözünde
보이는 보석처럼
– Bir mücevher gibi görünüyor
넌 니가 예쁘지도 않다
– Güzel değilsin.
눈도 작고 코도 작고 날씬하지도 않다
– Gözlerim küçük, burnum küçük ve zayıf değilim.
통통하고 키도 작고
– Tombul, uzun boylu, küçük.
다른 여자들 너무 예쁜데
– Diğer kızlar çok güzel.
왜 니가 좋아 그런 걱정 그만해
– Niçin beğeniyorsun onu? Bunun için endişelenmeyi bırak.
날 믿고 딱 맘을 놓아
– Bana güven ve bırak gideyim.
너는 다른 여자들관 달라
– Sen diğer kadınlar gibi değilsin.
요즘 같이 이렇게 날라
– Bugünlerde beni böyle taşı.
리가 많은 세상에 넌
– Dünyada bir çoğumuz varız.
탈나 지도 않는 시원한 냉수
– Dehidrasyona yol açmayan soğuk soğuk su
목말라 니가 없으면 나는
– Susadım. Sensiz susadım.
갈라 지는 땅 같이 메말라
– Çatlayan bir toprak gibi sterildir.
니가 얼마나 나를 행복하게 하는 지 몰라
– Beni ne kadar mutlu ettiğini bilmiyorum.
너는 화려하진 않지만
– Muhteşem değilsin.
은은하게 빛나
– Usulca parla
밤하늘의 달처럼
– Gece gökyüzünde ay gibi
들에 핀 들꽃처럼
– Tarlalardaki kır çiçekleri gibi
너는 평범한 것 같지만
– Sıradan görünüyorsun.
특별하다니까
– Özel.
아는 사람 눈에만
– Sadece tanıdıkların gözünde
보이는 보석처럼
– Bir mücevher gibi görünüyor
아무리 예쁜 배우보다도
– Oyuncu ne kadar güzel olursa olsun
늘씬한 모델보다도
– İnce bir modelden daha fazlası
해맑은 너의 그 미소가 나는 좋아
– Yüzündeki o gülümseme seviyorum.
내게는 세상 누구보다도
– Benim için dünyadaki herkesten çok.
그 어떤 여자보다도
– Her kadından daha fazla.
내겐 니가 제일 예뻐
– Benim için en güzeli sensin.
내 말 믿어
– İnan bana.
누가 뭐라 해도
– Biri ne derse desin.
(Let’s break it down now)
– (Şimdi onu parçalayalım)
너는 화려하진 않지만
– Muhteşem değilsin.
은은하게 빛나
– Usulca parla
밤하늘의 달처럼
– Gece gökyüzünde ay gibi
들에 핀 들꽃처럼
– Tarlalardaki kır çiçekleri gibi
너는 평범한 것 같지만
– Sıradan görünüyorsun.
특별하다니까
– Özel.
아는 사람 눈에만
– Sadece tanıdıkların gözünde
보이는 보석처럼
– Bir mücevher gibi görünüyor
난 니가 좋아 니가 좋아 니가 좋아 너무 좋아
– Gibi gibi gibi çok seviyorum
난 니가 좋아 니가 좋아 니가 좋아 너무 좋아
– Gibi gibi gibi çok seviyorum
난 니가 좋아 니가 좋아 니가 좋아 너무 좋아
– Gibi gibi gibi çok seviyorum
난 니가 좋아 니가 좋아 니가 좋아 너무 좋아
– Gibi gibi gibi çok seviyorum
난 니가 좋아 니가 좋아 니가 좋아 너무 좋아
– Gibi gibi gibi çok seviyorum
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.