La vie de rêve s’achète pas dans les marchés (Salope)
– Rüya hayatı piyasalardan satın alınamaz (Kaltak)
Pour obtenir nos rêves, on a dû bosser (Fort, fort)
– Hayallerimizi gerçekleştirmek için çalışmak zorundaydık (Çok, çok)
On n’avait même pas de quoi s’alimenter (Rien, rien)
– Yeterince yiyemedik bile (Hiçbir şey, hiçbir şey)
On vient d’la rue donc fais gonfler le cachet (Te-traî)
– Sokaktan geliyoruz, bu yüzden damgayı şişir (Te-me)
Donne-moi dix mille, on va pas parler vingt ans (Vingt ans)
– Bana on bin ver, yirmi yıl konuşmayacağız (Yirmi yıl)
Depuis t’à l’heure, que tu cherches à négocier (P’tite folle)
– Az önce pazarlık yapmak istediğinden beri (Biraz çılgın)
Une demi-heure et tout le monde est content (Paye-moi)
– Yarım saat ve herkes mutlu (Bana öde)
Je repars avec la plus bonne de la soirée
– Gecenin en güzeliyle gidiyorum.
Elle est chargée, c’est un avion (Avion)
– Dolu, bu bir uçak (Uçak)
Défoncé, j’ai bu la potion (Potion)
– Yüksek, iksiri içtim (iksir)
Elle sait pas qu’c’est une location (‘cation)
– Kiralık olduğunu bilmiyor (‘katyon)
Je vais pas faire sauter la caution (Caution)
– Kefaleti havaya uçurmayacağım (Kefalet)
Elle est chargée, c’est un avion (Oh-oh)
– Dolu, bu bir uçak (Oh-oh)
Défoncé, j’ai bu la potion (Eh-eh)
– Yüksek, iksiri içtim (Eh-eh)
Elle sait pas qu’c’est une location (Oh-oh)
– Kiralık olduğunu bilmiyor (Oh-oh)
Je vais pas faire sauter la caution (Eh-eh)
– Kefaleti ödemeyeceğim (Eh-Eh)
Quand elle bouge sur la piste
– O yolda hareket ettiğinde
Elle fait craquer tous les mecs
– Bütün adamları çatlatıyor.
À la vouloir, ils sont beaucoup (Beaucoup)
– Evde, onlar çok (Çok)
Quand elle bouge sur la piste
– O yolda hareket ettiğinde
Elle fait craquer tous les mecs
– Bütün adamları çatlatıyor.
À la vouloir, ils sont beaucoup (Beaucoup)
– Evde, onlar çok (Çok)
Je l’a fais venir en un coucou (Coucou)
– Onu bir guguk kuşu haline getirdim (Guguk kuşu)
Coucou (Coucou), coucou (Coucou)
– Merhaba (Merhaba), merhaba (Merhaba)
Toi, elle t’a mis la corde au cou (Au cou)
– Sen, ipi boynuna doladı (Boynuna)
Au cou (Au cou), au cou (Au cou)
– Boynuna (Boynuna), boynuna (boynuna)
Elle est chargée, c’est un Boeing (Boeing)
– Dolu, bu bir Boeing (Boeing)
Attachez vos ceintures au cas où y a des turbulences
– Türbülans olması durumunda emniyet kemerlerinizi bağlayın
Bébé, vodka et taurine (Taurine)
– Bebek, votka ve taurin (Taurin)
Habillé en Versace sur la piste de danse
– Dans pistinde Versace gibi giyinmiş
Elle est chargée, c’est un Boeing (Boeing)
– Dolu, bu bir Boeing (Boeing)
Attachez vos ceintures au cas où y a des turbulences
– Türbülans olması durumunda emniyet kemerlerinizi bağlayın
Bébé, vodka et taurine (Taurine)
– Bebek, votka ve taurin (Taurin)
Habillé tout en Versace sur la piste de danse
– Dans pistinde Versace giymiş
On sort les voitures en société (Yeah)
– Şirketteki arabaları çıkarıyoruz (Evet)
Mais c’est des modèles sport (C’est des modèles sport)
– Ama bunlar spor modelleri (Spor modelleri)
Je suis toujours au bendo, toujours dans les temps
– Ben her zaman bendo’dayım, her zaman zamanında
Je me dois d’marquer l’score (De marquer l’score)
– Skoru elde etmek için kendime borçluyum (Skoru elde etmek için)
Ah, fêtard comme Ronnie, ah (Ah-ah), ah, comme Maradona (Ah-ah)
– Ah, Ronnie gibi parti çocuğu, ah (Ah-ah), ah, Maradona gibi (Ah-ah)
Ah, j’prends la plus jolie
– En güzelini ben alırım.
Et j’recompte 25K dans un sauna, eh-eh-eh
– Ve saunada 25 bin geri sayıyorum, eh-eh-eh
Quand elle bouge sur la piste
– O yolda hareket ettiğinde
Ellle fait craquer tous les mecs
– Bütün adamları çatlatıyor.
À la vouloir, ils sont beaucoup (Beaucoup)
– Evde, onlar çok (Çok)
Quand elle bouge sur la piste
– O yolda hareket ettiğinde
Elle fait craquer tous les mecs
– Bütün adamları çatlatıyor.
À la vouloir, ils sont beaucoup (Beaucoup)
– Evde, onlar çok (Çok)
Je l’a fais venir en un coucou (Coucou)
– Onu bir guguk kuşu haline getirdim (Guguk kuşu)
Coucou (Coucou), coucou (Coucou)
– Merhaba (Merhaba), merhaba (Merhaba)
Toi, elle t’a mis la corde au cou (Au cou)
– Sen, ipi boynuna doladı (Boynuna)
Au cou (Au cou), au cou (Au cou)
– Boynuna (Boynuna), boynuna (boynuna)
Elle bouge sur la piste
– O yolda hareket ediyor
Elle fait craquer tous les mecs
– Bütün adamları çatlatıyor.
À la vouloir, ils sont beaucoup
– Bunu istemek için, onlar çok
Je l’a fais venir en un coucou
– Onu bir guguk kuşu haline getirdim
Toi, elle t’a mis la corde au cou
– Sen, ipi boynuna doladı.
Hyn, hey
– Hyn, selam.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.