Hace tanto tiempo que no estás
– Çok uzun zamandan beri var oldum
Y no encontré a nadie que me quiera
– Ve beni sevecek kimseyi bulamadım
Nadie me besó a tu manera
– Kimse beni senin yolundan öpmedi.
Y ya no tengo ganas de buscar
– Ve artık bakmak istemiyorum
Yo seguí escuchando tu canción
– Dinlediğin şarkı senin için sakladım
La que te dediqué de primera
– Önce sana adadığım
Pero, es que para serte sincera
– Ama dürüst olmak gerekirse,
Se me juntaron la suerte con las ganas de verte
– Seni görmek istediğim için şanslıydım.
Y, si te tengo de frente, no me digas que no
– Ve eğer öndeysen, bana hayır deme.
Precisamente, esta noche que no vine a buscarte
– Kesinlikle, bu gece seni aramaya gelmedim.
Te apareces de frente, no me digas que no (Baby)
– Bana söylemediğini söyleme (Bebeğim)
Pregúntale al destino por qué nos enamoró (¿Por qué nos enamoró?)
– Kadere neden bize aşık olduğunu sorun (Neden bize aşık oldu?)
Pregúntale al camino que por qué nos separó (Tú sabes qué nos pasó)
– Yola neden bizi ayırdığını sorun (Bize ne olduğunu biliyorsunuz)
Tú sabes la respuesta, siempre he sido tuya y
– Cevabı biliyorsun, ben her zaman senindim ve
Solamente, solamente tuya y
– Sadece, sadece senin ve
Solamente, solamente tú y yo (Tú y yo, yo, yo)
– Sadece, sadece sen ve ben (Sen ve ben, ben, ben)
Pregúntale al destino por qué nos enamoró (¿Por qué fue?)
– Kadere neden aşık olduğumuzu sorun (neden öyleydi?)
Pregúntale al camino que por qué nos separó (Pregúntale)
– Yola neden bizi ayırdığını sor (Ona sor)
Tú sabes la respuesta, siempre he sido tuya y
– Cevabı biliyorsun, ben her zaman senindim ve
Solamente, solamente tuya
– Sadece, sadece senin
Y solamente, solamente tú y yo (Yeah-yeah, oh-oh)
– Ve sadece, sadece sen ve ben (Evet-evet, oh-oh)
Te hice mía, mía, mía, sólo mía
– Seni benim, benim, benim, tek başıma yaptım.
Cada noche, cada día; el destino ya sabía
– Her gece, her gün; kader zaten biliyordu
Que te tendría aquí frente a frente
– Seni burada yüz yüze göreceğimi
Bésame y me pongo demente
– Öp beni ve deliriyorum
No sabe’ qué rico se siente
– Ne kadar iyi hissettirdiğini bilmiyorum.
El destino nos unió, ya está, pasó
– Kader bizi bir araya getirdi, hepsi bu, oldu
Aquí frente a frente
– Burada yüz yüze
Bésame y me pongo demente
– Öp beni ve deliriyorum
No sabe’ qué rico se siente
– Ne kadar iyi hissettirdiğini bilmiyorum.
(El destino nos unió)
– (Kader bizi bir araya getirdi)
Se me juntaron la suerte con las ganas de verte
– Seni görmek istediğim için şanslıydım.
Si te tengo de frente, no me digas que no
– Eğer öndeysen, bana hayır deme.
Precisamente, esta noche que no vine a buscarte
– Kesinlikle, bu gece seni aramaya gelmedim.
Te apareces de frente, no me digas que no (Que no, que no)
– Yüz yüze geliyorsun, bana hayır deme (Hayır, hayır)
Pregúntale al destino por qué nos enamoró (¿Por qué nos enamoró?)
– Kadere neden bize aşık olduğunu sorun (Neden bize aşık oldu?)
Pregúntale al camino que por qué nos separó (Tú sabes qué nos pasó)
– Yola neden bizi ayırdığını sorun (Bize ne olduğunu biliyorsunuz)
Tú sabes la respuesta, siempre he sido tuya y
– Cevabı biliyorsun, ben her zaman senindim ve
Solamente, solamente tuya y
– Sadece, sadece senin ve
Solamente, solamente tú y yo (Tú y yo, yo, yo)
– Sadece, sadece sen ve ben (Sen ve ben, ben, ben)
Pregúntale al destino por qué nos enamoró (¿Por qué fue?)
– Kadere neden aşık olduğumuzu sorun (neden öyleydi?)
Pregúntale al camino que por qué nos separó (Camínale)
– Yola neden bizi ayırdığını sor (yürü)
Tú sabes la respuesta, siempre he sido tuya y (Tuya)
– Cevabı biliyorsun, ben her zaman senindim ve (senin)
Solamente, solamente tuya y (Tuya)
– Sadece, sadece senin ve (Senin)
Solamente, solamente tú y yo (Tuya)
– Sadece, sadece sen ve ben (Senin)
El destino nos unió
– Kader bizi bir araya getirdi
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.