Siempre decías y hacías lo correcto
– Her zaman doğru şeyi söyledin ve yaptın.
Parecías el hombre perfecto
– Mükemmel erkek gibi
Me ganaste siendo un caballero
– Centilmenlik yaparak beni kazandın.
Y lo sabes
– Ve sen de bunu biliyorsun
Meses pasaron, te fui conociendo
– Aylar geçti, seni tanıdım
La emoción se fue disminuyendo
– Heyecanı azalan oldu
Los detalles desapareciendo
– Detaylar kayboluyor
Y lo sabes
– Ve sen de bunu biliyorsun
Te hacía la cena y tú no llegabas
– Sana yemek hazırlıyordum ama sen gelmedin.
Todas tus excusas yo te las compraba
– Bütün bahanelerini senin için aldım.
Las primeras cinco veces te creí
– Sana inandığım ilk beş kez
¿Qué quieres que piense ya de ti?
– Şimdiden senin hakkında ne düşünmemi istiyorsun?
Yo no debería decirte qué hacer
– Sana ne yapman gerektiğini söylememeliyim.
Tú me enamoraste y lo hiciste muy bien
– Beni aşık ettin ve bunu çok iyi yaptın.
Yo he intentado todo, pero es imposible
– Her şeyi denedim ama imkansız.
Entiende que sola yo no puedo
– Yalnız değil miyim anla
Y si supiste conquistar mi corazón
– Ve eğer kalbimi fethetmeyi bilseydin
Hoy que es todo tuyo, ven y cuídalo
– Bugün hepsi senin, gel ve icabına bak
A pesar de todo, yo aquí estoy
– Her şeye rağmen buradayım.
Supongo que lo sabes
– Sanırım biliyorsun
Luego, juraste que ibas a cambiar
– Sonra değişeceğine yemin ettin.
Que tu egoísmo se quedaba atrás
– Bencilliğinin geride kaldığını
Ilusionada, yo te esperaba
– Heyecanlandım, seni bekliyordum.
Y lo sabes
– Ve sen de bunu biliyorsun
Seguía haciendo cenas y tú no llegabas
– Yemek yapmaya devam ettim ve sen gelmedin.
Ahora, tus excusas ni las escuchaba
– Bahanelerini bile dinlemedim.
Las segundas 20 veces me rendí
– İkinci 20 kez vazgeçtim
Y aún me pides que confíe en ti
– Ve hala benden sana güvenmemi istiyorsun.
Ya no sé qué hago aquí esperándote
– Artık burada seni beklerken ne yaptığımı bilmiyorum.
Te amo, pero todo tiene un límite
– Seni seviyorum ama her şeyin bir sınırı var.
Yo te di más de lo que nadie le ha dado
– Sana hiç kimsenin vermediğinden fazlasını verdim.
Mucho, mucho más, quizás fue demasiado
– Çok, çok daha fazlası, belki de öyleydi.
Poco a poco, mis maletas empaqué
– Azar azar çantalarımı topladım.
Esperando me dijeras: “quédate”
– Söylemek senin için bekliyor: “Stay”
No te diste cuenta lo que me faltaba
– Ben neyi fark edemedin
Me va a extrañar tu cama y lo sabes
– Yatağını özleyeceğim ve bunu biliyorsun.
Y ya no hay nada más que tú puedas hacer
– Ve yapabileceğin başka bir şey yok
Tú me lastimaste y lo hiciste muy bien
– Canımı yaktın ve çok iyi yaptın.
Aunque intentes todo, ya nada es posible
– Her şeyi denesen bile, artık hiçbir şey mümkün değil
Entiende que hoy sola yo puedo
– Bugün sadece benim anlayabileceğimi anla.
Si supiste abandonar mi corazón
– Kalbimi nasıl terk edeceğimi bilseydin
Hoy que ya está solo, solo déjalo
– Bugün zaten yalnız olduğunu, sadece ona izin ver
Que después de tanto, ya por fin me voy
– Bunca şeyden sonra, sonunda gidiyorum.
Supongo que lo sabes
– Sanırım biliyorsun
Por tu culpa he conocido a alguien más
– Senin yüzünden başka biriyle tanıştım.
Alguien que me da su vida y me da paz
– Bana hayatını veren ve huzur veren biri
Y eso no lo sabes
– Ve sen bunu bilmiyorsun
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.