Halsey – You should be sad İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

I wanna start this out and say
– Bunu başlatmak ve söylemek istiyorum
I gotta get it off my chest (my chest)
– Göğsümden çıkarmalıyım (göğsüm)
Got no anger, got no malice
– Öfkem yok, kötülüğüm yok
Just a little bit of regret (regret)
– Sadece biraz pişmanlık (pişmanlık)
No, nobody else will tell you
– Hayır, başka kimse sana söylemeyecek.
So there’s some things I gotta say
– Yani söylemek istediğim bazı şeyler var
Gonna jot it down and then get it out
– Onu not edeceğim ve sonra çıkaracağım
And then I’ll be on my way
– Ve sonra yola çıkacağım

No, you’re not half the man you think that you are
– Hayır, sen düşündüğün adamın yarısı değilsin.
And you can’t fill the hole inside of you
– Ve içindeki deliği dolduramazsın
With money, drugs, and cars
– Para, uyuşturucu ve araba ile
I’m so glad I never ever had a baby with you
– Seninle asla bir bebeğim oldu çok mutluyum
‘Cause you can’t love nothing
– Çünkü hiçbir şeyi sevemezsin.
Unless there’s something in it for you
– İçinde senin için bir şey yoksa

Oh, I feel so sorry, I feel so sad
– Oh, çok üzgünüm, çok üzgünüm
I tried to help you, it just made you mad
– Sana yardım etmeye çalıştım, sadece seni kızdırdı
And I had no warning about who you are
– Ve kim olduğun hakkında hiçbir uyarım yoktu.
I’m just glad I made it out without breaking down
– Sadece kırılmadan kurtulduğuma sevindim.
And then ran so fuckin’ far
– Ve sonra o kadar uzağa koştum ki
That you would never ever touch me again
– Bir daha asla bana dokunmayacaksın
Won’t see your alligator tears
– Timsah gözyaşlarını görmeyecek
‘Cause, no, I’ve had enough of them
– Çünkü, hayır, yeterince içtim.

Let me start this off by saying
– Bu başlamak söyleyeyim, ..
I really meant well from the start
– En başından beri gerçekten iyi demek istedim
Take a broken man right in my hands
– Kırık bir adamı ellerime al
And then put back all his parts
– Ve sonra tüm parçalarını geri koy

But you’re not half the man you think that you are
– Ama sen düşündüğün adamın yarısı değilsin.
And you can’t fill the hole inside of you
– Ve içindeki deliği dolduramazsın
With money, girls, and cars
– Para, kızlar ve arabalarla
I’m so glad I never ever had a baby with you
– Seninle asla bir bebeğim oldu çok mutluyum
‘Cause you can’t love nothing
– Çünkü hiçbir şeyi sevemezsin.
Unless there’s something in it for you
– İçinde senin için bir şey yoksa

Oh, I feel so sorry (I feel so sorry)
– Oh, çok üzgünüm (çok üzgünüm)
I feel so sad (I feel so sad)
– Çok üzgün hissediyorum (çok üzgün hissediyorum)
I tried to help you (I tried to help you)
– Sana yardım etmeye çalıştım (sana yardım etmeye çalıştım)
It just made you mad
– Bu sadece seni kızdırdı
And I had no warning (I had no warning)
– Ve hiçbir uyarım yoktu (hiçbir uyarım yoktu)
About who you are (about who you are)
– Kim olduğun hakkında (kim olduğun hakkında)
Just glad I made it out without breaking down
– Sadece kırılmadan başardığıma sevindim

Oh, I feel so sorry (I feel so sorry)
– Oh, çok üzgünüm (çok üzgünüm)
I feel so sad (I feel so sad)
– Çok üzgün hissediyorum (çok üzgün hissediyorum)
I tried to help you (I tried to help you)
– Sana yardım etmeye çalıştım (sana yardım etmeye çalıştım)
It just made you mad
– Bu sadece seni kızdırdı
And I had no warning (I had no warning)
– Ve hiçbir uyarım yoktu (hiçbir uyarım yoktu)
About who you are (about who you are)
– Kim olduğun hakkında (kim olduğun hakkında)
‘Bout who you are
– Ya Sen kimsin

Hey, yeah, yeah, yeah, yeah
– Hey, Evet, Evet, Evet, Evet
Hey, yeah, yeah, yeah, yeah
– Hey, Evet, Evet, Evet, Evet
Hey, yeah, yeah, yeah, yeah
– Hey, Evet, Evet, Evet, Evet
Hey, yeah, yeah, yeah, yeah
– Hey, Evet, Evet, Evet, Evet

‘Cause you’re not half the man you think that you are
– Çünkü sen sandığın adamın yarısı değilsin.
And you can’t fill the hole inside of you
– Ve içindeki deliği dolduramazsın
With money, drugs, and cars
– Para, uyuşturucu ve araba ile
I’m so glad I never ever had a baby with you
– Seninle asla bir bebeğim oldu çok mutluyum
‘Cause you can’t love nothing
– Çünkü hiçbir şeyi sevemezsin.
Unless there’s something in it for you
– İçinde senin için bir şey yoksa

I feel so sad
– Çok üzülüyorum
You should be sad
– Üzgün olmalısın
You should be
– Olmalıdır
You should be sad
– Üzgün olmalısın
You should be
– Olmalıdır
You should be
– Olmalıdır
You should be
– Olmalıdır




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın