HARDY – GIVE HEAVEN SOME HELL İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Can’t believe that you got me in a suit and tie
– Beni takım elbise ve kravatla yakaladığına inanamıyorum.
I had to take a pull so I wouldn’t cry
– Ağlamamak için çekmem gerekti.
You got a line out the church door saying goodbye
– Kilisenin kapısından veda eden bir hattın var.

Yeah, I believe ’em when they say you’re in a better place
– Evet, senin daha iyi bir yerde olduğunu söylediklerinde onlara inanıyorum.
You had a wild side, but you had amazing grace
– Vahşi bir yanın vardı ama inanılmaz bir zarafetin vardı.
I know you’re way off up in them clouds
– O bulutların içinde çok uzakta olduğunu biliyorum.
But If you can still hear me right now
– Ama şu an beni hala duyabiliyorsan

I hope you hit those gold streets on two wheels
– Umarım o altın sokaklara iki tekerle vurmuşsundur.
I hope your mansion in the sky’s got a ten-acre field
– Umarım gökyüzündeki malikanenin on dönümlük bir alanı vardır.
With some mud and some hubs you can lock in
– Biraz çamur ve bazı göbeklerle kilitlenebilirsiniz
Make some thunder, make ’em wonder how ya got in
– Biraz gök gürültüsü yap, nasıl girdiğini merak etmelerini sağla.
Hide your beer, hide your clear from the Man Upstairs
– Biranı sakla, temizliğini Yukarıdaki Adamdan sakla.
Crank it loud, hold it down till I get there
– Yüksek sesle çal, ben gelene kadar basılı tut.
And when I do, I hope you got some new stories to tell
– Ve bunu yaptığımda, umarım anlatacak yeni hikayelerin vardır.
Till then give heaven some hell
– O zamana kadar cennete biraz cehennem ver

I bet you’re looking for a crew like we had
– Bahse girerim bizim gibi bir ekip arıyorsun.
Bunch a noise, making boys that like to live fast
– Bir sürü gürültü, hızlı yaşamayı seven çocuklar yapıyor.
Burning rubber in a parking lot
– Otoparkta lastik yakma
Man, I don’t know if the other side’s ready or not but
– Dostum, diğer taraf hazır mı değil mi bilmiyorum ama

I hope you hit those gold streets on two wheels
– Umarım o altın sokaklara iki tekerle vurmuşsundur.
I hope your mansion in the sky’s got a ten-acre field
– Umarım gökyüzündeki malikanenin on dönümlük bir alanı vardır.
With some mud and some hubs you can lock in
– Biraz çamur ve bazı göbeklerle kilitlenebilirsiniz
Make some thunder, make ’em wonder how ya got in
– Biraz gök gürültüsü yap, nasıl girdiğini merak etmelerini sağla.
Hide your beer, hide your clear from the Man Upstairs
– Biranı sakla, temizliğini Yukarıdaki Adamdan sakla.
Crank it loud, hold it down till I get there
– Yüksek sesle çal, ben gelene kadar basılı tut.
And when I do, I hope you got some new stories to tell
– Ve bunu yaptığımda, umarım anlatacak yeni hikayelerin vardır.
Till then give heaven some hell
– O zamana kadar cennete biraz cehennem ver

I was there when you raised your hand
– Elini kaldırdığında oradaydım.
Heads bowed singing “Just as I Am”
– “Tıpkı benim gibi” diyerek başları eğildi.
Walking that aisle, praying that prayer
– O koridorda yürümek, dua etmek
Man, it ain’t right, but if ya gotta be there
– Dostum, bu doğru değil, ama orada olmak zorundaysan

I hope you hit those gold streets on two wheels
– Umarım o altın sokaklara iki tekerle vurmuşsundur.
I hope your mansion in the sky’s got a ten-acre field
– Umarım gökyüzündeki malikanenin on dönümlük bir alanı vardır.
With some mud and some hubs you can lock in
– Biraz çamur ve bazı göbeklerle kilitlenebilirsiniz
Make some thunder, make ’em wonder how ya got in
– Biraz gök gürültüsü yap, nasıl girdiğini merak etmelerini sağla.
Hide your beer, hide your clear from the Man Upstairs
– Biranı sakla, temizliğini Yukarıdaki Adamdan sakla.
Crank it loud, hold it down till I get there
– Yüksek sesle çal, ben gelene kadar basılı tut.
And when I do, I hope you got some new stories to tell
– Ve bunu yaptığımda, umarım anlatacak yeni hikayelerin vardır.
Till then give heaven some hell
– O zamana kadar cennete biraz cehennem ver

I was there when you raised your hand
– Elini kaldırdığında oradaydım.
Heads bowed singing “Just as I Am”
– “Tıpkı benim gibi” diyerek başları eğildi.
Man it ain’t right, man it ain’t fair
– Adamım bu doğru değil, adamım bu adil değil
I’ll see you again, but till then give heaven some hell
– Seni tekrar göreceğim, ama o zamana kadar cennete biraz cehennem ver




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın