Ike & Tina Turner – River Deep Mountain High İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

When I was a little girl, I had a rag doll
– Küçük bir kızken bez bir bebeğim vardı.
It was the only doll that I’ve ever owned
– Şimdiye kadar sahip olduğum tek bebek oldu
Now I love you just the way I loved that rag doll
– Şimdi seni o bez bebeği sevdiğim gibi seviyorum.
But only now my love has grown
– Ama sadece şimdi aşkım büyüdü

And it gets stronger in every way
– Ve her yönden güçleniyor
And it gets deeper, deeper, deeper, let me say
– Ve daha da derinleşiyor, daha da derinleşiyor, söyleyeyim
Then it gets higher, day by day
– Sonra geçen gün daha yüksek, gün olur

And do I love you, my oh my
– Ve seni seviyor muyum, aman tanrım
Lord, Lord, Lord, Lord, (river deep, Lord, mountain high)
– Tanrım, Tanrım, Tanrım, Tanrım, (nehir derin, Tanrım, dağ yüksek)
Oh no, no, if I ever, ever lost you would I cry
– Oh hayır, hayır, eğer seni kaybedersem ağlardım
Oh, how I love you baby (baby, baby, baby)
– Oh, seni nasıl seviyorum bebeğim (bebeğim, bebeğim, bebeğim)

Well now, when you were a young boy
– Peki şimdi, sen genç bir çocukken
Did you have a puppy?
– Yavru köpeğin var mıydı?
That always followed you ’round, ’round, ’round
– Bu hep seni takip etti ‘yuvarlak, ‘ yuvarlak,’yuvarlak
‘Round, ’round, ’round
– ‘Yuvarlak, ‘yuvarlak, ‘yuvarlak
Well, I’m gonna be as faithful as that puppy
– O köpek yavrusu kadar sadık olacağım.
And no, I ain’t never gonna let you down
– Ve hayır, seni asla hayal kırıklığına uğratmayacağım.

‘Cause it goes on and on like a river flows
– Çünkü bir nehir akar gibi uzayıp gidiyor
Lord, it gets sweeter, sweeter, sweeter, and heaven knows
– Tanrım, daha tatlı, daha tatlı, daha tatlı oluyor ve tanrı biliyor
And it gets sweeter, baby, oh, as it grows
– Ve gittikçe tatlanıyor bebeğim, oh, büyüdükçe

And do I love you, my oh my
– Ve seni seviyor muyum, aman tanrım
Lord, Lord, Lord, Lord (river deep Lord, mountain high)
– (Lord river deep, mountain high)Tanrım, Tanrım, Tanrım, Tanrım
I wanna tell you that if I ever, ever, ever, ever lost you would I cry
– Sana şunu söylemek istiyorum eğer seni bir daha, bir daha, bir daha kaybedersem ağlarmıyım
Oh, I love you baby (baby, baby, baby)
– Oh, seni seviyorum bebeğim (bebeğim, bebeğim, bebeğim)

And it get stronger, in every way, every way
– Ve her yönden, her yönden güçleniyor
And it gets deeper, deeper, deeper, baby let me say
– Ve daha da derinleşiyor, daha da derinleşiyor, bebeğim söyleyeyim
And it gets higher, day by day
– Ve geçen gün daha yüksek, gün olur

Oh, and do I love you, my oh my, my, my, my, my
– Oh, ve ben seni seviyorum, oh benim, benim, benim, benim, benim, benim
(River deep, Lord, mountain high)
– (Nehir derin, Lord, dağ yüksek)
I wanna tell you that if I ever, ever, ever lost you, baby would I cry
– Sana şunu söylemek istiyorum eğer seni bir daha kaybedersem bebeğim ağlarmıyım
Oh, I do love you, baby, baby, baby, baby
– Oh, seni seviyorum, bebeğim, bebeğim, bebeğim, bebeğim

(I love you, baby)
– (Seni seviyorum bebeğim)
I love you baby like the water love the sink
– Seni seviyorum bebeğim su gibi lavaboyu seviyorum
And I love you, baby
– Ve seni seviyorum bebeğim
Like flowers love the spring
– Çiçekler baharı sever gibi
I love you, baby
– Seni seviyorum bebeğim




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın