Falling too fast to prepare for this
– Buna hazırlanmak için çok hızlı düşüyor
Tripping in the world could be dangerous
– Dünyada tökezlemek tehlikeli olabilir
Everybody circling is vulturous
– Etrafta dolaşan herkes akbabadır
Negative, nepotist
– Olumsuz, kayırmacı
Everybody waiting for the fall of man
– Herkes insanın düşüşünü bekliyor
Everybody praying for the end of times
– Herkes zamanın sonu için dua ediyor
Everybody hoping they could be the one
– Herkes o olabileceğini umuyor
I was born to run, I was born for this
– Koşmak için doğdum, bunun için doğdum
Whip, whip
– Kırbaç, kırbaç
Run me like a race horse
– Beni bir yarış atı gibi koştur
Hold me like a rip cord
– Beni yırtık bir kordon gibi tut
Break me down and build me up
– Beni yıkın ve beni inşa edin
I wanna be the slip, slip
– Kayma olmak istiyorum, kayma
Word upon your lip, lip
– Söz dudağına, dudağına
Letter that you rip, rip
– Yırttığın mektup, yırttığın mektup
Break me down and build me up
– Beni yıkın ve beni inşa edin
Whatever it takes
– Ne gerekiyorsa
‘Cause I love the adrenaline in my veins
– Çünkü damarlarımdaki adrenalini seviyorum.
I do whatever it takes
– Ne gerekiyorsa yaparım
‘Cause I love how it feels when I break the chains
– Çünkü zincirleri kırdığımda nasıl hissettiğimi seviyorum.
Whatever it takes
– Ne gerekiyorsa
Ya take me to the top, I’m ready for
– Sen beni zirveye götür, ben hazırım
Whatever it takes
– Ne gerekiyorsa
‘Cause I love the adrenaline in my veins
– Çünkü damarlarımdaki adrenalini seviyorum.
I do what it takes
– Ne gerekiyorsa yaparım
Always had a fear of being typical
– Her zaman tipik olma korkusu vardı
Looking at my body, feeling miserable
– Vücuduma bakıyorum, mutsuz hissediyorum
Always hanging on to the visual
– Her zaman görsel üzerinde asılı
I wanna be invisible
– Görünmez olmak istiyorum
Looking at my years like a martyrdom
– Yıllarıma şehitlik gibi bakıyorum
Everybody needs to be a part of ’em
– Herkes onların bir parçası olmalı
Never be enough, I’m the prodigal son
– Asla yeterli olma, ben savurgan oğluyum
I was born to run, I was born for this
– Koşmak için doğdum, bunun için doğdum
Whip, whip
– Kırbaç, kırbaç
Run me like a race horse
– Beni bir yarış atı gibi koştur
Hold me like a rip cord
– Beni yırtık bir kordon gibi tut
Break me down and build me up
– Beni yıkın ve beni inşa edin
I wanna be the slip, slip
– Kayma olmak istiyorum, kayma
Word upon your lip, lip
– Söz dudağına, dudağına
Letter that you rip, rip
– Yırttığın mektup, yırttığın mektup
Break me down and build me up
– Beni yıkın ve beni inşa edin
Whatever it takes
– Ne gerekiyorsa
‘Cause I love the adrenaline in my veins
– Çünkü damarlarımdaki adrenalini seviyorum.
I do whatever it takes
– Ne gerekiyorsa yaparım
‘Cause I love how it feels when I break the chains
– Çünkü zincirleri kırdığımda nasıl hissettiğimi seviyorum.
Whatever it takes
– Ne gerekiyorsa
Ya take me to the top, I’m ready for
– Sen beni zirveye götür, ben hazırım
Whatever it takes
– Ne gerekiyorsa
‘Cause I love the adrenaline in my veins
– Çünkü damarlarımdaki adrenalini seviyorum.
I do what it takes
– Ne gerekiyorsa yaparım
Hypocritical, egotistical
– İkiyüzlü, bencil
Don’t wanna be the parenthetical
– Parantez olmak istemiyorum
Hypothetical, working onto something that I’m proud of
– Varsayımsal, gurur duyduğum bir şey üzerinde çalışıyorum
Out of the box, an epoxy to the world and the vision we’ve lost
– Kutunun dışında, dünyaya bir epoksi ve kaybettiğimiz vizyon
I’m an apostrophe, I’m just a symbol to remind you that there’s more to see
– Ben bir kesme işaretiyim, sadece görülecek daha çok şey olduğunu hatırlatmak için bir sembolüm
I’m just a product of the system, a catastrophe
– Ben sadece sistemin bir ürünüyüm, bir felaket
And yet a masterpiece, and yet I’m half diseased
– Ve yine de bir başyapıt, ve yine de yarı hastayım
And when I am deceased
– Ve öldüğümde
At least I go down to the grave and die happily
– En azından mezara iniyorum ve mutlu bir şekilde ölüyorum
Leave the body of my soul to be a part of me
– Ruhumun bedenini benim bir parçam olarak bırak
I do what it takes
– Ne gerekiyorsa yaparım
Whatever it takes
– Ne gerekiyorsa
‘Cause I love the adrenaline in my veins
– Çünkü damarlarımdaki adrenalini seviyorum.
I do whatever it takes
– Ne gerekiyorsa yaparım
‘Cause I love how it feels when I break the chains
– Çünkü zincirleri kırdığımda nasıl hissettiğimi seviyorum.
Whatever it takes
– Ne gerekiyorsa
Ya take me to the top, I’m ready for
– Sen beni zirveye götür, ben hazırım
Whatever it takes
– Ne gerekiyorsa
‘Cause I love the adrenaline in my veins
– Çünkü damarlarımdaki adrenalini seviyorum.
I do what it takes
– Ne gerekiyorsa yaparım
Imagine Dragons – Whatever It Takes İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.