Don’t ask me
– Bana sorma
What you know is true
– Bildiklerim doğru mu
Don’t have to tell you
– Söylememe gerek yok
I love your precious heart
– Değerli kalbini seviyorum
I
– Ben
I was standing
– Duruyordum
You were there
– Sendin
Two worlds collided
– İki dünya çarpıştı
And they could never tear us apart
– Ve bizi asla parçalayamazlar
We could live
– Yaşayabiliriz
For a thousand years
– Bin yıl boyunca
But if I hurt you
– Ama eğer seni incitirsem
I’d make wine from your tears
– Gözyaşlarından şarap yapardım.
I told you
– Sana söylemiştim
That we could fly
– Uçabileceğimizi.
‘Cause we all have wings
– Çünkü hepimizin kanatları var.
But some of us don’t know why
– Ama bazılarımız nedenini bilmiyor.
I was standing
– Duruyordum
You were there
– Sendin
Two worlds collided
– İki dünya çarpıştı
And they could never, ever tear us apart
– Ve bizi asla ama asla parçalayamazlar
I (Don’t ask me)
– Ben (bana sorma)
I was standing (You know it’s true)
– Ayakta duruyordum (bunun doğru olduğunu biliyorsun)
Mm, you were there (Worlds collided)
– Mm, sen oradaydın (Dünyalar çarpıştı)
Two worlds collided (We’re shining through)
– İki dünya çarpıştı (parlıyoruz)
And they could never tear us apart
– Ve bizi asla parçalayamazlar
You (Don’t ask me)
– Sen (bana sorma)
You were standing (You know it’s true)
– Ayakta duruyordun (bunun doğru olduğunu biliyorsun)
I was there (Worlds collided)
– Ben oradaydım (Dünyalar çarpıştı)
Two worlds collided (We’re shining through)
– İki dünya çarpıştı (parlıyoruz)
And they could never tear us apart
– Ve bizi asla parçalayamazlar
I-I-I
– BEN-BEN-BEN
I was standing
– Duruyordum
You were there
– Sendin

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.