Dicono che c’è un tempo per seminare
– Ekmek için bir zaman olduğunu söylüyorlar
E uno che hai voglia ad aspettare
– Ve beklemek istediğin biri
Un tempo sognato che viene di notte
– Geceleri gelen rüya gibi bir zaman
E un altro di giorno teso
– Ve başka bir gergin gün
Come un lino a sventolare
– El sallamak için bir keten gibi
C’è un tempo negato e uno segreto
– İnkar edilen bir zaman ve bir sır var
Un tempo distante che è roba degli altri
– Başka insanların eşyaları olan uzak bir zaman
Un momento che era meglio partire
– Ayrılmak için daha iyi bir an
E quella volta che noi due era meglio parlarci
– Ve o zaman ikimiz birbirimizle konuşsak iyi olur.
C’è un tempo perfetto per fare silenzio
– Sessizlik için mükemmel bir zaman var
Guardare il passaggio del sole d’estate
– Yaz güneşinin geçişini izlemek
E saper raccontare ai nostri bambini quando
– Ve çocuklarımıza ne zaman söyleyeceğimizi bilmek
È l’ora muta delle fate
– Perilerin sessiz saati
C’è un giorno che ci siamo perduti
– Kaçırdığımız bir gün var
Come smarrire un anello in un prato
– Bir çayırda bir yüzük nasıl kaybedilir
E c’era tutto un programma futuro
– Ve bütün bir gelecek programı vardı
Che non abbiamo avverato
– Gerçek olmadığımızı
È tempo che sfugge, niente paura
– Kaçma zamanı, korku yok
Che prima o poi ci riprende
– Bu er ya da geç bizi geri götürür.
Perché c’è tempo, c’è tempo, c’è tempo, c’è tempo
– Çünkü zaman var, zaman var, zaman var, zaman var
Per questo mare infinito di gente.
– Bu sonsuz insan denizi için.
Dio, è proprio tanto che piove
– Tanrım, çok yağmur yağıyor.
E da un anno non torno
– Bir yıldır da gelmedim.
Da mezz’ora sono qui arruffato
– Yarım saattir burada darmadağınığım.
Dentro una sala d’aspetto
– Bekleme odasında
Di un tram che non viene
– Gelmeyen bir tramvayın
Non essere gelosa di me
– Beni kıskanmana gerek yok …
Della mia vita
– Hayatımın
Non essere gelosa di me
– Beni kıskanmana gerek yok …
Non essere mai gelosa di me
– Beni asla kıskanma
C’è un tempo d’aspetto come dicevo
– Dediğim gibi bekleme süresi var.
Qualcosa di buono che verrà
– Gelecek iyi bir şey
Un attimo fotografato, dipinto, segnato
– Bir an fotoğraflandı, boyandı, işaretlendi
E quello dopo perduto via
– Ve sonra kaybedilen
Senza nemmeno voler sapere come sarebbe stata
– Nasıl olacağını bilmek bile istemeden
La sua fotografia
– Onun fotoğrafı
C’è un tempo bellissimo tutto sudato
– Terli güzel bir zaman var
Una stagione ribelle
– İsyankar bir mevsim
L’istante in cui scocca l’unica freccia
– Tek okun çarptığı an
Che arriva alla volta celeste
– Göksel kasaya geliyor
E trafigge le stelle
– Ve yıldızları deler
È un giorno che tutta la gente
– Bugün tüm insanların
Si tende la mano
– Elini uzat
È il medesimo istante per tutti
– Herkes için aynı an
Che sarà benedetto, io credo
– Kim kutsanacak, inanıyorum
Da molto lontano
– Uzaklardan
È il tempo che è finalmente
– Nihayet zamanı
O quando ci si capisce
– Ya da anladığın zaman
Un tempo in cui mi vedrai
– Beni göreceğin bir zaman
Accanto a te nuovamente
– Yine yanında
Mano alla mano
– El ele
Che buffi saremo
– Ne kadar komik olacağız
Se non ci avranno nemmeno
– Eğer sahip değillerse
Avvisato
– Bildirmek
Dicono che c’è un tempo per seminare
– Ekmek için bir zaman olduğunu söylüyorlar
E uno più lungo per aspettare
– Ve beklemek için daha uzun bir süre
Io dico che c’era un tempo sognato
– Diyorum ki, bir zamanlar rüyadaydım.
Che bisognava sognare
– Bir tane vardı o rüya
Ivano Fossati – C’è Tempo İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.