Where the moon glows in your hair
– Ayın saçında parladığı yer
And the rain falls down
– Ve yağmur yağar
On a ground that’s cold and bare
– Soğuk ve çıplak bir yerde
Dripping from the clouds
– Bulutlardan damlayan
Where I sing because I care
– Şarkı söylediğim yer umurumda çünkü
‘Til my lungs fall out
– Ciğerlerim düşene kadar
I’m asleep but well aware
– Uyuyorum ama farkındayım.
That the word is out
– Sözün tükendiğini
There’s a love and a sense of direction
– Bir sevgi ve yön duygusu var
In the matter that keeps us apart
– Bizi ayrı tutan meselede
There’s a light coming out of the woodworks
– Ağaç işlerinden çıkan bir ışık var.
From a crack in the door to my heart
– Kapıdaki bir çatlaktan kalbime
‘Cause the summer is taking forever
– ‘Yaz neden sonsuza kadar sürecek.
‘Cause I can’t take the heat anymore
– Çünkü artık sıcağa dayanamıyorum.
‘Cause I know that for worse or for better
– Çünkü biliyorum ki için için daha kötü veya daha iyi
I’m at war with the one, at war with the one that I want
– Şu an savaştayım, istediğim kişiyle savaştayım.
A tree falls down
– Bir ağaç düşüyor
Almost unintentional
– Neredeyse kasıtsız
The earth starts burning
– Dünya yanmaya başlar
With no one around
– Etrafta kimse yokken
I hear you say
– Söylediğin duydum
It’s not too late
– Çok geç değil
And we become
– Ve biz oluyoruz
Brave and untouchable
– Cesur ve dokunulmaz
Until the daylight comes around
– Gündüz vakti geldiğinde kadar
And the morning breaks
– Ve sabah molaları
In the center of this town
– Bu şehrin merkezinde
I’ll be wide awake
– Uyanık olacağım
I’ll be out drifting about
– Dışarıda sürükleniyor olacağım.
With a heart that aches
– Acıyan bir kalple
And a head that’s spinning round
– Ve dönen bir kafa
From the sound that it makes
– Çıkardığı sesten
‘Cause I feel like I’m walking a rainbow
– Çünkü gökkuşağında yürüyormuşum gibi hissediyorum
‘Cause I don’t know where I do belong
– Çünkü nereye ait olduğumu bilmiyorum.
‘Cause there’s no one above or beside you
– Çünkü senin üstünde ya da yanında kimse yok
Because you have been crying too long
– Çünkü çok uzun zamandır ağlıyorsun.
I’ve been climbing the walls of the city
– Şehrin duvarlarına tırmanıyordum.
On the run from the things that I miss
– Özlediğim şeylerden kaçarken
I’ve been drying my eyes to see clearly
– Açıkça görmek için gözlerimi kurutuyordum.
‘Cause I know that there’s so much more than this
– Çünkü bundan çok daha fazlası olduğunu biliyorum.
A tree falls down
– Bir ağaç düşüyor
Almost unintentional
– Neredeyse kasıtsız
The earth starts burning
– Dünya yanmaya başlar
There’s no one around
– Etrafta kimse yok
I hear you say
– Söylediğin duydum
It’s not too late
– Çok geç değil
And we become
– Ve biz oluyoruz
Brave and untouchable
– Cesur ve dokunulmaz
A tree falls down
– Bir ağaç düşüyor
Almost unintentional
– Neredeyse kasıtsız
The earth starts burning
– Dünya yanmaya başlar
With no one around
– Etrafta kimse yokken
I hear you say
– Söylediğin duydum
It’s not too late
– Çok geç değil
We become
– Biz oluyoruz
Brave and untouchable
– Cesur ve dokunulmaz

Jacob Bellens – Untouchable İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.