I’m packing my bags that I didn’t unpack the last time
– En son açmadığım çantalarımı topluyorum.
I’m saying, “See you again” so many times it’s becoming my tag line
– “Tekrar görüşürüz” diyorum, o kadar çok kez benim sloganım oluyor ki
But you know the truth, I’d rather hold you
– Ama gerçeği biliyorsun, sana sarılmayı tercih ederim
Than try to catch this flight
– Bu uçuşu yakalamaya çalışmaktansa
So many things I’d rather say
– Söylemeyi tercih ettiğim o kadar çok şey var ki
But for now, it’s “goodbye”
– Ama şimdilik, bu “hoşçakal”
You say I’m always leaving
– Her zaman gittiğimi söylüyorsun.
You, when you’re sleeping alone
– Sen, yalnız uyurken
But the, the car’s outside
– Ama araba dışarıda.
But I don’t wanna go tonight
– Ama bu gece gitmek istemiyorum
I’m not getting in the Addison Lee
– Addison Lee’ye girmeyeceğim.
Unless you pack your bags
– Bavullarını toplamadığın sürece
You’re coming with me
– Benimle geliyorsun.
I’m tired of loving from afar
– Uzaktan sevmekten yoruldum
And never being where you are
– Ve asla olduğun yerde olma
Close the windows, lock the doors
– Pencereleri kapat, kapıları kilitle
Don’t wanna leave you anymore
– Artık seni terk etmek istemiyorum
I’m staring at the same four walls in a different hotel
– Farklı bir otelde aynı dört duvara bakıyorum.
It’s an unfamiliar feeling but I know it so well
– Bu alışılmadık bir duygu ama bunu çok iyi biliyorum
Oh, but you know the truth, I’d rather hold you
– Ama gerçeği biliyorsun, sana sarılmayı tercih ederim.
Than this mobile in my hand
– Elimdeki bu cep telefonundan daha
But I guess it’ll do
– Ama sanırım işe yarayacak.
‘Cause for you, I would run up my phone bill
– Çünkü senin için telefon faturamı alırdım.
You say I’m always leaving
– Her zaman gittiğimi söylüyorsun.
You, when you need me the most
– Sen, bana en çok ihtiyacın olduğunda
But the, the car’s outside
– Ama araba dışarıda.
But I don’t wanna go tonight
– Ama bu gece gitmek istemiyorum
I’m not getting in the Addison Lee
– Addison Lee’ye girmeyeceğim.
Unless you pack your bags
– Bavullarını toplamadığın sürece
You’re coming with me
– Benimle geliyorsun.
I’m tired of loving from afar
– Uzaktan sevmekten yoruldum
And never being where you are
– Ve asla olduğun yerde olma
Close the windows, lock the doors
– Pencereleri kapat, kapıları kilitle
Don’t wanna leave you anymore
– Artık seni terk etmek istemiyorum
Ooh-ooh, ah
– Ooh-ooh, ah
Ooh-ooh, ah
– Ooh-ooh, ah
Ooh-ooh, ah
– Ooh-ooh, ah
Don’t wanna leave you anymore
– Artık seni terk etmek istemiyorum
Oh, darling, all of the city lights
– Sevgilim, tüm şehir ışıkları
Never shine as bright as your eyes
– Asla gözlerin kadar parlak parlama
I would trade them all for a minute more
– Hepsini bir dakika daha takas ederdim
But the car’s outside
– Ama araba dışarıda.
And he’s called me twice
– Ve beni iki kez aradı
But he’s gonna have to wait tonight
– Ama bu gece beklemek zorunda kalacak.
I’m not getting in the Addison Lee
– Addison Lee’ye girmeyeceğim.
Unless you pack your bags
– Bavullarını toplamadığın sürece
You’re coming with me
– Benimle geliyorsun.
I’m tired of loving from afar
– Uzaktan sevmekten yoruldum
And never being where you are
– Ve asla olduğun yerde olma
Close the windows, lock the doors
– Pencereleri kapat, kapıları kilitle
Don’t wanna leave you anymore
– Artık seni terk etmek istemiyorum
Ooh-ooh, ah
– Ooh-ooh, ah
Ooh-ooh, ah
– Ooh-ooh, ah
Ooh-ooh, ah
– Ooh-ooh, ah
Oh, I don’t wanna leave you anymore (ooh-ooh, ah)
– Oh, seni artık bırakmak istemiyorum (ooh-ooh, ah)
I don’t wanna leave you (ooh-ooh, ah)
– Seni bırakmak istemiyorum (ooh-ooh, ah)
I don’t wanna leave you (ooh-ooh, ah)
– Seni bırakmak istemiyorum (ooh-ooh, ah)
I don’t wanna leave you
– Seni terk etmek istemiyorum
Don’t wanna leave you anymore
– Artık seni terk etmek istemiyorum
James Arthur – Car’s Outside (Sped Up Version) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.