I met you in the dark
– Seninle karanlıkta tanıştım.
You lit me up
– Beni yaktın
You made me feel as though
– Bana öyle hissettirdin ki
I was enough
– Ben yeterliydi
We danced the night away
– Bütün gece dans ettik
We drank too much
– Çok fazla içtik
I held your hair back when
– Ne zaman saçlarını geri tuttum
You were throwing up
– Kusuyordun.
Then you smiled over your shoulder
– Sonra omzunun üzerinden gülümsedin
For a minute, I was stone cold sober
– Bir dakikalığına ayık bir şekilde soğuktum
I pulled you closer to my chest
– Seni göğsüme yaklaştırdım.
And you asked me to stay over
– Ve sen benden kalmamı istedin
I said, “I already told ya
– Dedim ki, ” sana zaten söyledim
I think that you should get some rest”
– Bence biraz dinlenmelisin.”
I knew I loved you then, but you’d never know
– O zaman seni sevdiğimi biliyordum, ama asla bilemezsin
‘Cause I played it cool when I was scared of letting go
– Çünkü bırakmaktan korktuğumda havalı davrandım.
I knew I needed you, but I never showed
– Sana ihtiyacım olduğunu biliyordum ama hiç gelmedim.
But I wanna stay with you until we’re grey and old
– Ama gri ve yaşlı olana kadar seninle kalmak istiyorum
Just say you won’t let go
– Sadece gitmesine izin vermeyeceğini söyle
Just say you won’t let go
– Sadece gitmesine izin vermeyeceğini söyle
I’ll wake you up with some breakfast in bed
– Seni yatakta kahvaltıyla uyandıracağım.
I’ll bring you coffee with a kiss on your head
– Sana kafanda bir öpücükle kahve getireceğim.
And I’ll take the kids to school
– Ve çocukları okula götüreceğim.
Wave them goodbye
– Güle güle salla
And I’ll thank my lucky stars for that night
– Ve o gece için şanslı yıldızlarıma teşekkür edeceğim
When you looked over your shoulder
– Omzunun üzerinden baktığında
For a minute, I forget that I’m older
– Yaşlı olduğumu bir an için unuttum
I wanna dance with you right now, oh
– Seninle dans etmek istiyorum, oh
And you look as beautiful as ever
– Ve her zamanki gibi güzel görünüyorsun
And I swear that everyday you’ll get better
– Ve yemin ederim her gün daha iyi olacaksın
You make me feel this way somehow
– Beni bir şekilde böyle hissettiriyorsun.
I’m so in love with you
– Bu yüzden sana aşığım
And I hope you know
– Ve umarım biliyorsundur
Darling, your love is more than what its weight in gold
– Sevgilim, aşkın altın ağırlığından daha fazlası
We’ve come so far my dear
– Şimdiye kadar geldik hayatım.
Look how we’ve grown
– Bak nasıl büyüdük
And I wanna stay with you until we’re grey and old
– Ve gri ve yaşlı olana kadar seninle kalmak istiyorum
Just say you won’t let go
– Sadece gitmesine izin vermeyeceğini söyle
Just say you won’t let go
– Sadece gitmesine izin vermeyeceğini söyle
I wanna live with you
– Seninle yaşamak istiyorum
Even when we’re ghosts
– Hayalet olduğumuzda bile
‘Cause you were always there for me
– Çünkü sen her zaman yanımdaydın .
When I needed you most
– Sana en çok ihtiyacım olduğunda
I’m gonna love you ’til my lungs give out
– Ciğerlerim dağılana kadar seni seveceğim.
I promise ’til death we part like in our vows
– Söz veriyorum ölene kadar yeminlerimizde olduğu gibi ayrılacağız
So I wrote this song for you
– Bu yüzden bu şarkıyı senin için yazdım
Now everybody knows
– Şimdi herkes biliyor
That it’s just you and me ’til we’re grey and old
– Sadece sen ve ben gri ve yaşlı olana kadar
Just say you won’t let go
– Sadece gitmesine izin vermeyeceğini söyle
Just say you won’t let go
– Sadece gitmesine izin vermeyeceğini söyle
Just say you won’t let go
– Sadece gitmesine izin vermeyeceğini söyle
Oh, just say you won’t let go
– Oh, sadece gitmesine izin vermeyeceğini söyle
James Arthur – Say You Won’t Let Go İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.