I found myself dreaming
– Rüyada buldum kendimi
In silver and gold
– Gümüş ve altın
Like a scene from a movie
– Bir filmden bir sahne gibi
That every broken heart knows
– Her kırık kalp bilir
We were walking on moonlight
– Ay ışığında yürüyorduk.
When you pulled me close
– Beni yaklaştırdığında
Split second and you disappeared
– Bir saniye sonra ortadan kayboldun.
And I was all alone
– Ve yapayalnızdım
I woke up in tears
– Gözyaşları içinde uyandım
With you by my side
– Seninle benim yanımda
A breath of relief
– Rahat bir nefes
And I realized
– Ve fark ettim
No
– Hayır
We’re not promised tomorrow
– Yarın söz etmiyoruz
So I’m gonna love you
– Bu yüzden seni seveceğim
Like I’m gonna lose you
– Seni kaybedecekmişim gibi.
I’m gonna hold you
– Benim yapacağım bir şey
Like I’m saying goodbye
– Sanki elveda diyorum.
Wherever we’re standing
– Nerede duruyorsak
I won’t take you for granted
– Benim için sen izin verdin almayacağım
‘Cause we’ll never know when
– Çünkü ne zaman olacağını asla bilemeyiz.
When we’ll run out of time
– Zamanımız tükendiğinde
So I’m gonna love you
– Bu yüzden seni seveceğim
In the blink of an eye
– Göz açıp kapayıncaya kadar
Just a whisper of smoke
– Sadece bir fısıltı duman
You could lose everything
– Her şeyi kaybedebilirsin.
The truth is, you never know
– Gerçek şu ki, Asla bilemezsin
So I’ll kiss you longer, baby
– Bu yüzden seni daha uzun süre öpeceğim, bebeğim
Any chance that I get
– Ben herhangi bir şans
I’ll make the most of the minutes
– Dakikalardan en iyi şekilde yararlanacağım.
And love with no regrets
– Ve pişmanlık duymadan aşk
Let’s take our time
– Bizim zaman atalım
To say what we want
– Ne istediğimizi söylemek için
Use what we got
– Ne var kullanın
Before it’s all gone
– Her şey bitmeden önce
No
– Hayır
We’re not promised tomorrow
– Yarın söz etmiyoruz
So I’m gonna love you
– Bu yüzden seni seveceğim
Like I’m gonna lose you
– Seni kaybedecekmişim gibi.
I’m gonna hold you
– Benim yapacağım bir şey
Like I’m saying goodbye
– Sanki elveda diyorum.
Wherever we’re standing
– Nerede duruyorsak
I won’t take you for granted
– Benim için sen izin verdin almayacağım
‘Cause we’ll never know when
– Çünkü ne zaman olacağını asla bilemeyiz.
When we’ll run out of time
– Zamanımız tükendiğinde
So I’m gonna love you
– Bu yüzden seni seveceğim
Like I’m gonna lose you
– Seni kaybedecekmişim gibi.
I’m gonna love you
– Seni seviyorum
Like we’re saying goodbye
– Sanki veda ediyormuşuz gibi.
So I’m gonna love you
– Bu yüzden seni seveceğim
Like I’m gonna lose you
– Seni kaybedecekmişim gibi.
I’m gonna hold you
– Benim yapacağım bir şey
Like I’m saying goodbye
– Sanki elveda diyorum.
Wherever we’re standing
– Nerede duruyorsak
I won’t take you for granted
– Benim için sen izin verdin almayacağım
‘Cause we’ll never know when
– Çünkü ne zaman olacağını asla bilemeyiz.
When we’ll run out of time
– Zamanımız tükendiğinde
So I’m gonna love you
– Bu yüzden seni seveceğim
Jasmine Thompson – Like I’m Gonna Lose You İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.