When I look into your eyes
– Gözlerinin içine baktığımda
It’s like watching the night sky
– Gece gökyüzünü izlemek gibi
Or a beautiful sunrise
– Ya da güzel bir gün doğumu
Well, there’s so much they hold
– Ellerinde o kadar çok şey var ki
And just like them old stars
– Ve tıpkı o eski yıldızlar gibi
I see that you’ve come so far
– Şimdiye kadar geldiğini görüyorum.
To be right where you are
– Olduğun yerde olmak
How old is your soul?
– Senin ruhun kaç yaşında?
Well, I won’t give up on us
– Bizden vazgeçmeyeceğim.
Even if the skies get rough
– Gökyüzü sertleşse bile
I’m giving you all my love
– Sana tüm sevgimi sunuyorum.
I’m still looking up
– Hala araştırıyorum
And when you’re needing your space
– Ve boşluğa ihtiyacın olduğunda
To do some navigating
– Biraz gezinme yapmak için
I’ll be here patiently waiting
– Burada olacağım sabırla bekliyoruz
To see what you find
– Ne bulacağını görmek için
‘Cause even the stars, they burn
– Çünkü yıldızlar bile yanıyor
Some even fall to the earth
– Hatta bazıları yere düşer
We got a lot to learn
– Öğrenmem gereken çok şey var
God knows we’re worth it
– Tanrı bilir buna değeriz.
No, I won’t give up
– Hayır, pes etmeyeceğim.
I don’t wanna be someone who walks away so easily
– Bu kadar kolay çekip giden biri olmak istemiyorum.
I’m here to stay and make the difference that I can make
– Kalmak ve yapabileceğim farkı yaratmak için buradayım.
Our differences, they do a lot to teach us how to use
– Farklılıklarımız, bize nasıl kullanılacağını öğretmek için çok şey yapıyorlar
The tools and gifts we got yeah, we got a lot at stake
– Elimizdeki araçlar ve hediyeler evet, tehlikede olan çok şey var.
And in the end you’re still my friend, at least we did intend
– Ve sonunda sen hala benim arkadaşımsın, en azından niyet ettik
For us to work, we didn’t break, we didn’t burn
– Çalışmamız için, kırılmadık, yanmadık
We had to learn how to bend, without the world caving in
– Eğilmeyi öğrenmek zorundaydık, dünya çökmeden
I had to learn what I got and what I’m not
– Var ne değilim ne öğrenmek zorunda kaldım
And who I am
– Ve ben kimim
I won’t give up on us
– Bizden vazgeçmeyeceğim.
Even if the skies get rough
– Gökyüzü sertleşse bile
I’m giving you all my love
– Sana tüm sevgimi sunuyorum.
I’m still looking up
– Hala araştırıyorum
I’m still looking up
– Hala araştırıyorum
Well I won’t give up on us (no, I’m not giving up)
– Bizden vazgeçmeyeceğim (hayır, pes etmiyorum)
God knows I’m tough, he knows (I am tough, I am loved)
– Tanrı bilir ben güçlüyüm, o bilir (Ben güçlüyüm, seviliyorum)
We got a lot to learn (we are alive, we are loved)
– Öğrenecek çok şeyimiz var (yaşıyoruz, seviliyoruz)
God knows we’re worth it (and we’re worth it)
– Tanrı buna değer olduğumuzu bilir (ve buna değeriz)
I won’t give up on us
– Bizden vazgeçmeyeceğim.
Even if the skies get rough
– Gökyüzü sertleşse bile
I’m giving you all my love
– Sana tüm sevgimi sunuyorum.
I’m still looking up
– Hala araştırıyorum
Jason Mraz – I Won’t Give Up İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.