Jeremy Zucker – I’m So Happy (feat. BENEE) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Put me on the first flight
– Beni ilk uçağa bindir.
Take me to wherever
– Beni nereye götürürsen götür
Sunny days and cold nights
– Güneşli günler ve soğuk geceler
It don’t matter the weather
– Hava önemli değil.
What could be better
– Daha iyi ne olabilir
When paradise feels so right without you? (hmm)
– Cennet sensiz bu kadar doğru hissettiğinde mi? (hmm)
My universe kinda works
– Evrenim işe yarıyor gibi.
It’s true
– Bu doğru

I’m so glad to know you
– Seni tanıdığıma çok sevindim.
Won’t be here to fuck with my mood
– Ruh halimi bozmak için burada olmayacağım.
No bullshit to argue
– Tartışacak saçmalık yok.
I don’t hold a thing against you
– Sana karşı hiçbir şey tutmuyorum.
I’m so grateful
– Çok minnettarım.
Every day I’m smiling way more
– Her gün daha çok gülümsüyorum
I’m so happy you’re not here
– Burada olmadığın için çok mutluyum.

Thought that loving you would make me feel loved
– Seni sevmenin beni sevildiğini hissettireceğini düşündüm.
When all it ever did was fuck me up
– Tek yaptığı beni mahvetmek olduğunda
But it’s over
– Ama bitti
Now I can’t stand you
– Şimdi sana katlanamıyorum.
And I can’t believe all the time
– Ve her zaman inanamıyorum
I would waste with you
– Seninle israf ederdim.
You’d call me up
– Beni arardın.
We’d fuck, make up
– Sevişirdik, barışırdık.
But I couldn’t see it back then
– Ama o zamanlar göremiyordum.
That loving you is just a phase, man
– Seni sevmek sadece bir aşama dostum.
And I
– ve ben…

I’m so glad to know you
– Seni tanıdığıma çok sevindim.
Won’t be here to fuck with my mood
– Ruh halimi bozmak için burada olmayacağım.
No bullshit to argue
– Tartışacak saçmalık yok.
I don’t hold a thing against you
– Sana karşı hiçbir şey tutmuyorum.
I’m so grateful
– Çok minnettarım.
Every day I’m smiling way more
– Her gün daha çok gülümsüyorum
I’m so happy you’re not here
– Burada olmadığın için çok mutluyum.

I’m having the best time
– İyi vakit geçiriyorum.
With you not by my side
– Sen yanımda değilken
Would you rather me fucking lie?
– Yalan söylememi mi tercih edersin?
Just don’t act so surprised
– Sadece şaşırmış gibi davranma.
If I say too much, when you call me
– Çok fazla şey söylersem, beni aradığında
Please shut up, I’m really not sorry
– Lütfen kapa çeneni, gerçekten üzgün değilim.
At least it’s sincere
– En azından samimi
I’m so blessed that you’re not here
– Burada olmadığın için çok mutluyum.
So I
– Yani ben

I’m so glad to know you
– Seni tanıdığıma çok sevindim.
Won’t be here to fuck with my mood
– Ruh halimi bozmak için burada olmayacağım.
No bullshit to argue
– Tartışacak saçmalık yok.
I don’t hold a thing against you
– Sana karşı hiçbir şey tutmuyorum.
I’m so grateful
– Çok minnettarım.
Every day I’m smiling way more
– Her gün daha çok gülümsüyorum
I’m so happy you’re not here
– Burada olmadığın için çok mutluyum.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın