Tú que rompiste los sueños con tu ego y tu silencio
– Egonla ve sessizliğinle hayalleri yıkan sendin.
No vengas a reclamarle mariposas a este invierno
– Bu kıştan kelebekler almaya gelme
Tú misma le dibujaste nubes negras a este cielo
– Bu gökyüzüne kendin kara bulutlar çizdin
Tú me diste tempestades mientras yo quería un te quiero
– Seni seviyorum isterken bana fırtınalar verdin
Lamento comunicarte que aprendí de tus errores
– Hatalarından ders aldığımı sana bildirdiğim için üzgünüm.
Amanecí en otra cama que en verdad merece honores
– Gerçekten onuru hak eden başka bir yatakta uyandım
Me enseñaste a ser cruel, a dar la espalda en vez de besos
– Bana acımasız olmayı, öpücük yerine arkamı dönmeyi öğrettin.
¿Mejor por qué no te marchas y olvidamos este infierno?
– Neden gidip bu cehennemi unutmuyorsun?
Yo no quería engañarte, pero hacía mucho frío
– Seni kandırmak istememiştim ama çok soğuktu.
Y una noche me cansé de no encontrarte
– Ve bir gece seni bulamamaktan yoruldum
Y la necesidad hace que los ladrones no sean tan culpables
– Ve zorunluluk hırsızları o kadar suçlu yapmaz
Y mientras tú charlabas con otras personas tenía que ayudarme
– Sen diğer insanlarla sohbet ederken ben de yardım etmek zorundaydım.
Yo traté de encontrarte
– Seni bulmaya çalıştım.
Pero tú te escondiste dentro de ti misma y nunca me escuchaste
– Ama sen kendi içine saklandın ve beni hiç dinlemedin
Y en tu afán de ignorarme no se te ocurrió que la ciudad es grande
– Ve beni görmezden gelme hevesin içinde şehrin büyük olduğu aklına gelmedi.
Y alguien al verme triste, solitario y débil iba a aprovecharse
– Ve beni üzgün, yalnız ve zayıf gören biri bundan faydalanacaktı
Yo no quería engañarte, pero tú me enseñaste
– Seni kandırmak istemedim ama sen bana öğrettin.
De tanto que te esperé vi el sol dos veces en un día
– O kadar uzun zamandır seni bekledim ki bir günde iki kez güneşi gördüm
De tanto que te lloré me hice una marca en las mejillas
– Sana o kadar çok ağladım ki yanaklarımda bir iz bıraktım
A dónde fuiste cuando necesite que me abrazaras
– Beni tutman gerektiğinde nereye gittin
Hoy estoy en este sitio donde estabas ese día
– Bugün senin o gün olduğun yerdeyim
Yo no quería engañarte, pero hacía mucho frío
– Seni kandırmak istememiştim ama çok soğuktu.
Y una noche me cansé de no encontrarte
– Ve bir gece seni bulamamaktan yoruldum
Y la necesidad hace que los ladrones no sean tan culpables
– Ve zorunluluk hırsızları o kadar suçlu yapmaz
Y mientras tú charlabas con otras personas tenía que ayudarme
– Sen diğer insanlarla sohbet ederken ben de yardım etmek zorundaydım.
Yo traté de encontrarte
– Seni bulmaya çalıştım.
Pero tú te escondiste dentro de ti misma y nunca me escuchaste
– Ama sen kendi içine saklandın ve beni hiç dinlemedin
Y en tu afán de ignorarme no se te ocurrió que la ciudad es grande
– Ve beni görmezden gelme hevesin içinde şehrin büyük olduğu aklına gelmedi.
Y alguien al verme triste, solitario y débil iba a aprovecharse
– Ve beni üzgün, yalnız ve zayıf gören biri bundan faydalanacaktı
Yo no quería engañarte, pero te lo buscaste
– Seni aldatmak istemedim ama sen bunun için geldin.
Yo traté de encontrarte
– Seni bulmaya çalıştım.
Pero tú te escondiste dentro de ti misma y nunca me escuchaste
– Ama sen kendi içine saklandın ve beni hiç dinlemedin
Y en tu afán de ignorarme no se te ocurrió que la ciudad es grande
– Ve beni görmezden gelme hevesin içinde şehrin büyük olduğu aklına gelmedi.
Y alguien al verme triste, solitario y débil iba a aprovecharse
– Ve beni üzgün, yalnız ve zayıf gören biri bundan faydalanacaktı
Yo no quería engañarte
– Seni kandırmak istemedim.
La verdad nunca pasó por mi mente, pero tú me enseñaste
– Gerçek aklımdan hiç geçmedi, ama sen bana öğrettin
Jessi Uribe – No Quería Engañarte İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.