John Mellencamp – Small Town İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Well I was born in a small town
– Küçük bir kasabada doğdum
And lived in a small town
– Ve küçük bir kasabada yaşadı
Probably die in a small town
– Muhtemelen küçük bir kasabada ölmüştür.
Oh, those small communities
– Oh, o küçük topluluklar

All my friends are so small town
– Bütün arkadaşlarım çok küçük bir kasaba.
My parents live in the same small town
– Ailem aynı küçük kasabada yaşıyor.
My job is so small town
– İşim çok küçük bir kasaba.
Provides little opportunity
– Çok az fırsat sağlar

Educated in a small town
– Küçük bir kasabada eğitim gördü
Taught the fear of Jesus in a small town
– Küçük bir kasabada İsa’nın korkusunu öğretti
Used to daydream in that small town
– O küçük kasabada hayal kurardı.
Another boring romantic that’s me
– Başka bir sıkıcı romantik benim

But I’ve seen it all in a small town
– Ama hepsini küçük bir kasabada gördüm.
Had myself a ball in a small town
– Küçük bir kasabada topum vardı.
My wife was 13 years old when I wrote this song
– Bu şarkıyı yazarken karım 13 yaşındaydı.
Now she’s small town just like me
– Şimdi o da benim gibi küçük bir kasaba.

No, I cannot forget where it is that I come from
– Hayır, nereden geldiğimi unutamam.
I cannot forget the people who love me
– Beni seven insanları unutamam
I can be myself here in this small town
– Bu küçük kasabada kendim olabilirim.
And people let me be just what I want to be
– Ve insanlar tam olmak istediğim gibi olmama izin veriyor.

Got nothing against a big town
– Büyük bir kasabaya karşı hiçbir şeyim yok.
Still hayseed enough to say
– Hala söyleyecek kadar hayseed
Look who’s in the big town
– Bak bu büyük kasabada kim var
But my bed is in a small town
– Ama yatağım küçük bir kasabada.
Oh, and that’s good enough for me
– Oh, ve bu benim için yeterli

Well I was born in a small town
– Küçük bir kasabada doğdum
And I can breathe in a small town
– Ve küçük bir kasabada nefes alabiliyorum
Probably die in this small town
– Muhtemelen bu küçük kasabada ölürler.
Oh, that’s probably where they’ll bury me
– Muhtemelen beni oraya gömerler.

I just want to say that
– Sadece bunu söylemek istiyorum
Thanks for coming out here
– Buraya geldiğin için teşekkürler.
To hear us play on the street today
– Bugün sokakta çaldığımızı duymak için
We’ve been doing for about
– Hakkında yaptığım için yaptık
A week and a half now
– Bir buçuk hafta şimdi
And this is the biggest turnout we’ve had
– Ve bu, sahip olduğumuz en büyük katılım
So that you very much
– Bu yüzden seni çok

I also want to say that this is not a concert
– Bunun bir konser olmadığını da söylemek istiyorum.
I’m just playing on the street
– Sadece sokakta oynuyorum.
So if you can’t hear, I’m sorry
– Eğer duyamıyorsan, özür dilerim.
But we didn’t bring a big PA system
– Ama büyük bir PA sistemi getirmedik.
Because we didn’t want it to be a concert
– Çünkü konser olmasını istemedik.
I’m not selling nothing
– Hiçbir şey satmıyorum.

Just so you know what’s happening here
– Burada neler olduğunu bil diye söylüyorum.
I’m not selling nothing
– Hiçbir şey satmıyorum.
I ain’t promoting nothing
– Hiçbir şeyi terfi ettirmiyorum.
I’m just here, back here giving to the people
– Ben sadece buradayım, insanlara vermek için buradayım.
Who’ve been so great to me
– Çok büyük bir şey benim için
For 25 years, thank you very much
– 25 yıldır, çok teşekkür ederim




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın