Lately, I can’t help but think
– Son zamanlarda düşünmeden edemiyorum.
That our roads might take us down different phases
– Yollarımızın bizi farklı aşamalardan aşağı çekebileceğini
Don’t wanna complicate the rhythm that we’ve got
– Sahip olduğumuz ritmi karmaşıklaştırmak istemiyorum.
But I’m speechless
– Ama suskunum
When everything’s so pure, can it be aimless?
– Her şey bu kadar safken amaçsız olabilir mi?
Painless?
– Acısız mı?
If you ever go, all the songs that we like
– Eğer gidersen, sevdiğimiz tüm şarkılar
Will sound like bittersweet lullabies
– Acı tatlı ninniler gibi ses çıkaracak
Lost in the blue
– Mavinin içinde kayboldum
They don’t love me like you do
– Beni senin gibi sevmiyorlar.
Those chills that I knew
– Bildiğim o ürperti
They were nothing without you
– Sensiz bir hiçtiler.
And everyone else
– Ve diğer herkes
They don’t matter now
– Artık bir önemi yok.
You’re the one I can’t lose
– Kaybedemeyeceğim sensin.
No one loves me like you do
– Kimse beni senin gibi sevmiyor
Since I met you
– Seninle tanıştığımdan beri
All the gloomy days just seem to shine a little more brightly
– Tüm kasvetli günler sadece biraz daha parlak parlıyor gibi görünüyor
Consider what we’ve got
– Elimizde ne olduğunu düşün.
‘Cause I can never take you for granted
– Çünkü seni asla hafife alamam.
Is there another us on this whole planet, planet?
– Bu gezegende başka bir biz mi varız, gezegen?
If you ever go, all the songs that we like
– Eğer gidersen, sevdiğimiz tüm şarkılar
Will sound like bittersweet lullabies
– Acı tatlı ninniler gibi ses çıkaracak
Lost in the blue
– Mavinin içinde kayboldum
They don’t love me like you do
– Beni senin gibi sevmiyorlar.
Those chills that I knew
– Bildiğim o ürperti
They were nothing without you
– Sensiz bir hiçtiler.
And everyone else
– Ve diğer herkes
They don’t matter now
– Artık bir önemi yok.
You’re the one I can’t lose
– Kaybedemeyeceğim sensin.
No one loves me like you do
– Kimse beni senin gibi sevmiyor
No one loves me like you do
– Kimse beni senin gibi sevmiyor
I don’t wanna seem foolish
– Aptal gibi görünmek istemiyorum.
When I’m jumping into this
– Ben buna atlarken
You’re all that I see
– Tek gördüğüm sensin.
Lost in the blue
– Mavinin içinde kayboldum
They don’t love me like you do
– Beni senin gibi sevmiyorlar.
Those chills that I knew
– Bildiğim o ürperti
They were nothing without you
– Sensiz bir hiçtiler.
And everyone else
– Ve diğer herkes
They don’t matter now
– Artık bir önemi yok.
You’re the one I can’t lose
– Kaybedemeyeceğim sensin.
No one loves me like you do
– Kimse beni senin gibi sevmiyor
No one loves me like you do
– Kimse beni senin gibi sevmiyor
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.