This Romeo is bleeding
– Bu Romeo kanıyor
But you can’t see his blood
– Ama kanını göremiyorsun
It’s nothing but some feelings
– Bazı duygulardan başka bir şey değil
That this old dog kicked up
– Bu yaşlı köpeğin beslediği
It’s been raining since you left me
– Beni terkettiğinden beri yağmur yağıyor
Now I’m drowning in the flood
– Şimdi selde boğuluyorum
You see I’ve always been a fighter
– Bilirsin hep bir savaşçı olmuşumdur
But without you I give up
– Ama sen yoksan pes ediyorum
Now I can’t sing a love song ike the way it’s meant to be
– Şimdi bir aşk şarkısını olması gerektiği gibi söyleyemiyorum
Well, I guess I’m not that good anymore
– Sanırım artık o kadar iyi değilim
But baby, that’s just me
– Ama bebğim, bu sadece benim
[ And I will love you, baby – Always
– Ve seni seveceğim, bebeğim – Her zaman
And I’ll be there forever and a day – Always
– Ve sonsuza dek yanında olacağım- Her zaman
I’ll be there till the stars don’t shine
– Yıldızlar parlamayana dek yanında olacağım
Till the heavens burst and the words don’t rhyme
– Gökyüzü patlayana ve sözler kafiye oluşturmayana dek
And I know when I die, you’ll be on my mind
– Ve biliyorum öldüğümde, sen aklımda olacaksın
And I’ll love you – Always
– Ve seni seveceğim – Her zaman ]
Now your pictures that you left behind
– Şimdi arkanda bıraktığın resimler
Are just memories of a different life
– Sadece farklı bir hayatın hatıraları
Some that made us laugh, some that made us cry
– Bazıları bizi güldüren, bazıları bizi ağlatan
One that made you have to say goodbye
– Bir tanesi seni elveda demek zorunda bırakan
What I’d give to run my fingers through your hair
– Parmaklarımı saçında gezdirmek için neler vermezdim
To touch your lips, to hold you near
– Dudaklarına dokunmak, sana sıkıca sarılmak için
When you say your prayers try to understand
– Dua ettiğin zaman, anlamaya çalış
I’ve made mistakes, I’m just a man
– Hatalar yaptım, ben sadece insanım
When he holds you close, when he pulls you near
– O sana sıkıca sarılırken, seni yakınına çekerken
When he says the words you’ve been needing to hear
– Duymaya ihtiyaç duyduğun sözleri söylerken
I’ll wish I was him ’cause those words are mine
– O olmuş olmayı dileyeceğim, çünkü o sözler benim
To say to you till the end of time
– Hayatın sonuna kadar sana şunu söylemek için :
Yeah, I will love you baby – Always
– Evet, seni seveceğim bebeğim – Her zaman
And I’ll be there forever and a day – Always
– Ve sonsuza dek yanında olacağım
If you told me to cry for you, I could
– Bana senin için ağlamamı söyleseydin, yapabilirdim
If you told me to die for you, I would
– Bana senin için ölmemi söyleseydin, yapardım
Take a look at my face
– Yüzüme bir bak
There’s no price I won’t pay
– Ödemeyeceğim hiçbir bedel yok
To say these words to you
– Bu sözleri sana söylemek için
Well, there ain’t no luck in these loaded dice
– Bu hileli zarlarda hiç şans yok
But baby if you give me just one more try
– Ama bebeğim bana sadece bir şans daha verirsen
We can pack up our old dreams and our old lives
– Hayallerimizi ve eski yaşamlarımızı toparlayabiliriz
We’ll find a place where the sun still shines
– Güneşin hala parladığı bir yer buluruz
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.