Joy Crookes – Trouble İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Trouble’s the same as, same as
– Sorun aynı, aynı
Trouble’s the same as mine
– Gibi sorunlar da aynı benim

You’re all that I need
– İhtiyacım olan tek şey sensin
But we break every time
– Ama her seferinde kırılıyoruz.
Birds of feather fly together
– Tüy kuşları birlikte uçar
Your trouble’s the same as mine
– Senin sorunun benimkiyle aynı.
You’re all that I need (need)
– (İhtiyacım)ihtiyacım olan tek şey sensin
But we break every time (every time)
– Ama her seferinde kırıyoruz (her seferinde)
Birds of feather fly together
– Tüy kuşları birlikte uçar
Your trouble’s the same as mine
– Senin sorunun benimkiyle aynı.

You have me love with difficulty
– Bana güçlükle aşıksın
It’s in the ringtone when you call me
– Beni aradığında zil sesinin içinde.
When we go, it’s like tsunami
– Gittiğimizde tsunami gibi
Running your mouth with that malarkey
– O malarkey ile ağzını çalıştırıyorsun.

Well, let me take the lead and I’ll show
– İzin ver ben önden gideyim, göstereyim.
I’m Villanelle to your Sandra Oh
– Ben senin Sandra’sına Villanelle’im.
It’s only for the drama, I know
– Sadece drama için, biliyorum.
Bitter to sweet, the way that we flow
– Acıdan tatlıya, akış şeklimiz

So I play for your reaction
– Bu yüzden tepkiniz için oynuyorum
Then you throw your cheap distraction
– Sonra ucuz dikkatini dağıtırsın.
Ah-ah, ah-ah, ah
– Ah-ah, ah-ah, ah
Ah-ah, ah-ah, ah
– Ah-ah, ah-ah, ah

You’re all that I need
– İhtiyacım olan tek şey sensin
But we break every time (every time)
– Ama her seferinde kırıyoruz (her seferinde)
Birds of feather fly together
– Tüy kuşları birlikte uçar
Your trouble’s the same as mine (mine)
– Senin derdin benimkiyle aynı (benimki)
You’re all that I need (need)
– (İhtiyacım)ihtiyacım olan tek şey sensin
But we break every time (every time)
– Ama her seferinde kırıyoruz (her seferinde)
Birds of feather fly together
– Tüy kuşları birlikte uçar
Your trouble’s the same as mine (mine)
– Senin derdin benimkiyle aynı (benimki)

Bass turn up, can’t hear what we say
– Bas sesi geliyor, ne söylediğimizi duyamıyorum.
Speakers are talking, maybe we can tolerate
– Konuşmacılar konuşuyor, belki tahammül edebiliriz
Cut deep when we play
– Oyun oynarken derin kes
You’re at your best when I’m in my worst way
– En kötü halimdeyken en iyisisin.

Heat’s rising, stay silent
– Isı yükseliyor, sessiz kal
Can we stop trouble-mining?
– Sorun çıkarmayı durdurabilir miyiz?
We act like the wildest
– Çılgın gibi hareket ederiz
Really, we’re the same, don’t know why we try to hide it
– Gerçekten, biz aynıyız, neden saklamaya çalıştığımızı bilmiyorum.

You’re all that I need (need)
– (İhtiyacım)ihtiyacım olan tek şey sensin
But we break every time (every time)
– Ama her seferinde kırıyoruz (her seferinde)
Birds of feather fly together
– Tüy kuşları birlikte uçar
Your trouble’s the same as mine (mine)
– Senin derdin benimkiyle aynı (benimki)
You’re all that I need (need)
– (İhtiyacım)ihtiyacım olan tek şey sensin
But we break every time (every time)
– Ama her seferinde kırıyoruz (her seferinde)
Birds of feather fly together
– Tüy kuşları birlikte uçar
Your trouble’s the same as mine (mine)
– Senin derdin benimkiyle aynı (benimki)

You’re all that I need (need)
– (İhtiyacım)ihtiyacım olan tek şey sensin
But we break every time (every time)
– Ama her seferinde kırıyoruz (her seferinde)
Birds of feather fly together
– Tüy kuşları birlikte uçar
Your trouble’s the same as mine
– Senin sorunun benimkiyle aynı.
You’re all that I need
– İhtiyacım olan tek şey sensin
But we break every time
– Ama her seferinde kırılıyoruz.
Birds of feather fly together
– Tüy kuşları birlikte uçar
Your trouble’s the same as mine
– Senin sorunun benimkiyle aynı.

You’re all that I need
– İhtiyacım olan tek şey sensin
Every time
– Her zaman
Your trouble’s the same as mine (Joy, it’s Uncle T)
– Senin derdin benimkiyle aynı (Joy, bu T Amca)
And you need to call me ’cause guess what?
– Beni araman gerekiyor çünkü tahmin et ne oldu?
“I spent two nights in Brixton, one night in K-Town…”
– “Brixton’da iki gece, K-Town’da bir gece geçirdim…”
Wicked, ayy, call me, yeah? Alright, enough love
– Kötü, ayy, ara beni, tamam mı? Pekala, bu kadar sevgi yeter.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın