Julia Michaels – Issues İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

I’m jealous, I’m over jealous
– Kıskandım, kıskanç değilim
When I’m down I get real down
– Aşağı indiğimde gerçekten aşağı iniyorum
When I’m high I don’t come down
– Uçtuğumda aşağı inmem.
But I get angry, baby, believe me
– Ama sinirleniyorum bebeğim, inan bana
I could love you just like that
– Seni böyle sevebilirim.
And I can leave you just as fast
– Ve seni hemen bırakabilirim.

But you don’t judge me
– Ama beni yargılayamazsın.
‘Cause if you did, baby, I would judge you too
– Çünkü eğer yapsaydın, bebeğim, seni de yargılardım.
No, you don’t judge me
– Hayır, beni yargılayamazsın.
‘Cause if you did, baby, I would judge you too
– Çünkü eğer yapsaydın, bebeğim, seni de yargılardım.

‘Cause I got issues, but you got ’em too
– Çünkü benim de sorunlarım var, ama sende de var.
So give ’em all to me and I’ll give mine to you
– Bu yüzden hepsini bana ver ve ben de benimkini sana vereceğim
Bask in the glory of all our problems
– Tüm sorunlarımızın ihtişamıyla güneşlenmek
‘Cause we got the kind of love it takes to solve ’em
– Çünkü onları çözmek için gereken sevgiye sahibiz.
Yeah, I got issues
– Evet, var sorunlar
And one of them is how bad I need you
– Ve bunlardan biri sana ne kadar ihtiyacım olduğu.

You do sh- on purpose
– Bilerek sh musun-
You get mad and you break things
– Sinirleniyorsun ve her şeyi kırıyorsun.
Feel bad, try to fix things
– Kötü hissedin, işleri düzeltmeye çalışın
But you’re perfect, poorly wired circuit
– Ama sen mükemmelsin, kötü kablolu devre
And got hands like an ocean
– Ve okyanus gibi elleri var
Push you out, pull you back in
– Seni dışarı iter, geri çeker.

‘Cause you don’t judge me
– Çünkü beni yargılamıyorsun.
‘Cause if you did, baby, I would judge you too
– Çünkü eğer yapsaydın, bebeğim, seni de yargılardım.
No, you don’t judge me
– Hayır, beni yargılayamazsın.
‘Cause you see it from the same point of view
– Çünkü sen de aynı bakış açısıyla görüyorsun.

‘Cause I got issues, but you got ’em too
– Çünkü benim de sorunlarım var, ama sende de var.
So give ’em all to me and I’ll give mine to you
– Bu yüzden hepsini bana ver ve ben de benimkini sana vereceğim
Bask in the glory of all our problems
– Tüm sorunlarımızın ihtişamıyla güneşlenmek
‘Cause we got the kind of love it takes to solve ’em
– Çünkü onları çözmek için gereken sevgiye sahibiz.
Yeah, I got issues
– Evet, var sorunlar
And one of them is how bad I need you
– Ve bunlardan biri sana ne kadar ihtiyacım olduğu.

(I got issues, you got ’em too)
– (Sorunlarım var, sen de var)
And one of them is how bad I need you
– Ve bunlardan biri sana ne kadar ihtiyacım olduğu.
(I got issues, you got ’em too)
– (Sorunlarım var, sen de var)

‘Cause I got issues, but you got ’em too (I got)
– Çünkü sorunlarım var, ama sen de var (var)
So give ’em all to me, and I’ll give mine to you (you got ’em too)
– Bu yüzden hepsini bana ver, ben de benimkini sana vereceğim (sen de onları aldın)
Bask in the glory (I got issues)
– Şöhretin tadını çıkarın (sorunlarım var)
Of all our problems
– Tüm sorunlarımızın
‘Cause we got the kind of love it takes to solve ’em (you got ’em too)
– Çünkü onları çözmek için gereken sevgiye sahibiz (sen de var)
Yeah, I got issues (I got)
– Evet, sorunlarım var (var)
And one of them is how bad I need you (you got ’em too)
– Ve bunlardan biri sana ne kadar ihtiyacım var (sen de var)
Yeah, I got issues (I got issues)
– Evet, sorunlarım var (sorunlarım var)
And one of them is how bad I need you (you got ’em too)
– Ve bunlardan biri sana ne kadar ihtiyacım var (sen de var)

Yeah, I got issues (I got)
– Evet, sorunlarım var (var)
And one of them is how bad I need you
– Ve bunlardan biri sana ne kadar ihtiyacım olduğu.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın