Never lose, steady climb
– Asla kaybetme, istikrarlı tırmanış
City crime infested
– Şehir suç musallat
Ten years so divine my blessings
– On yıl çok ilahi nimetlerim
I injected hope into my lungs
– Ciğerlerime umut enjekte ettim
And spoke up things I once
– Ve bir zamanlar konuştuğum şeyler
Thought were silly dreams
– Aptal rüyalar olduğunu düşündüm
I’ll walk you through the scene
– Seni sahnede gezdireceğim.
Jump on a jet and it’s chartered a star
– Bir jete atla ve bir yıldız kiraladı
I’m batting the cycle
– Döngüyü vuruyorum
I don’t even like her
– Ben bile onu bilmiyorum
She deaded I cannot be bothered to call
– O deaded ben can’t be bothered için çağrı
Hope you see the light, darling
– Umarım ışığı görürsün, tatlım.
Oh yes, running like four legs
– Oh evet, dört ayak gibi koşuyorum
Them people fall
– O insanlar düşüyor
They don’t want no run-ins like bow legs, no
– Bow bacaklar gibi hiçbir run-ins istemiyorum, hayır
Jumped out the circus like Soleil curving
– Soleil curving gibi sirkten atladı
My people got me, copy, solid, sterling
– Halkım beni yakaladı, kopya, katı, sterling
Steel resolve
– Çelik resolve
Look at you
– Bak
You like a cube of sugar in a pool of water
– Bir su havuzunda bir küp şeker gibi
Bet you will dissolve
– Bahse girerim çözüleceksin
Had so much to prove
– Kanıtlamak için çok şey vardı
But no wherewithal so you got
– Ama hiçbir yerde bu yüzden var
Nowhere at all no way out
– Hiçbir yerde hiçbir çıkış yolu yok
Either way it’s all gon’ play out
– Tüm gon’ oyun her halükarda
It’s all gon’ play out
– Tüm gon’ oyun
I never seen this type of glow
– Hiç kızdırma bu tip görmedim
Look at the seed I planted grow
– Ektiğim tohuma bak
I think they need to add a fee
– Bence bir ücret eklemeleri gerekiyor
We don’t wanna be the status quo
– Statüko olmak istemiyoruz
Plot twist, the pot twist
– Arsa büküm, pot büküm
Let’s talk about some progress and objectives
– Bazı ilerleme ve hedefler hakkında konuşalım
If you talking ’bout less then I’m
– Eğer daha az konuşuyorsan, o zaman ben
Came a long way, I’m a project
– Uzun bir yol kat ettim, ben bir projeyim
Baby, this a Rollie not a Timex
– Bebeğim, bu bir Rollie, Timex değil
She climb me like an ibex and top me
– Bir dağ keçisi gibi bana tırmanıyor ve üstüme tırmanıyor
I came a long way
– Uzun yoldan geldim
2010 they tried to end me, glad to see the bullets off
– 2010 beni bitirmeye çalıştılar, mermileri gördüğüme sevindim
(We still here, you missed, you bitch)
– (Hala buradayız, kaçırdın, kaltak)
2020 Grammy nominated bet we going off
– 2020 Grammy adayı bahis biz gidiyoruz
Admittedly, I know that don’t make me
– Kuşkusuz, o ben biliyorum
But it make the rest of you fonder
– Ama bu seni daha da sevdiriyor
Keep ’em all arms length like a boy bassy E Honda
– Onları bir çocuk bassy e Honda gibi tüm kol uzunluğu tutun
Or Dhalsim, I’m flossin’, I’m drippin’, two commas
– Ya da Dhalsim, diş ipi kullanıyorum, damlıyorum, iki virgül
Trying to find the real nothing in my Viewfinder
– Vizörümde gerçek bir şey bulmaya çalışıyorum
Here you find ’em
– İşte onları bul
Steel resolve
– Çelik resolve
Look at you
– Bak
You like a cube of sugar in a pool of water
– Bir su havuzunda bir küp şeker gibi
Bet you will dissolve
– Bahse girerim çözüleceksin
Had so much to prove
– Kanıtlamak için çok şey vardı
But no wherewithal so you got
– Ama hiçbir yerde bu yüzden var
Nowhere at all no way out
– Hiçbir yerde hiçbir çıkış yolu yok
Either way it’s all gon’ play out
– Tüm gon’ oyun her halükarda
It’s all gon’ play out
– Tüm gon’ oyun
But no wherewithal so you got
– Ama hiçbir yerde bu yüzden var
Nowhere at all no way out
– Hiçbir yerde hiçbir çıkış yolu yok
Either way it’s all gon’ play out
– Tüm gon’ oyun her halükarda
It’s all gon’ play out
– Tüm gon’ oyun
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.