Picture-perfect, you don’t need no filter
– Resim-mükemmel, hiçbir filtre gerekmez
Gorgeous, make ’em drop dead, you a killer
– Muhteşem, onları öldür, sen bir katil
Shower you with all my attention
– Tüm dikkatimi duş
Yeah, these are my only intentions
– Evet, bunlar benim tek niyetim
Stay in the kitchen, cooking up, cut your own bread
– Mutfakta kal, pişir, kendi ekmeğini kes
Heart full of equity, you’re an asset
– Kalp eşitlik dolu, sen bir varlıksın
Make sure that you don’t need no mentions
– Hiçbir söz gerek yok emin olun
Yeah, these are my only intentions
– Evet, bunlar benim tek niyetim
Shout out to your mom and dad for making you
– Seni yapmak için anne ve babana bağır
Standing ovation, they did a great job raising you
– Ayakta alkışlandı, seni büyütmek için harika bir iş çıkardılar
When I create, you’re my muse
– Yarattığım zaman, sen benim ilham perimsin
The kind of smile that makes the news
– Haber yapan gülümseme türü
Can’t nobody throw shade on your name in these streets
– Bu sokaklarda kimse isminize gölge atamaz
Triple threat, you a boss, you a bae, you a beast
– Üçlü tehdit, sen bir patron, sen bir bae, sen bir canavar
You make it easy to choose
– Kolay seçim yapmak
You got a mean touch I can’t refuse (no, I can’t refuse it)
– Reddedemeyeceğim bir dokunuş var (hayır, reddedemem)
Picture-perfect, you don’t need no filter
– Resim-mükemmel, hiçbir filtre gerekmez
Gorgeous, make ’em drop dead, you a killer
– Muhteşem, onları öldür, sen bir katil
Shower you with all my attention
– Tüm dikkatimi duş
Yeah, these are my only intentions
– Evet, bunlar benim tek niyetim
Stay in the kitchen, cooking up, cut your own bread
– Mutfakta kal, pişir, kendi ekmeğini kes
Heart full of equity, you’re an asset
– Kalp eşitlik dolu, sen bir varlıksın
Make sure that you don’t need no mentions
– Hiçbir söz gerek yok emin olun
Yeah, these are my only intentions
– Evet, bunlar benim tek niyetim
Already passed, you don’t need no approval
– Zaten geçti, onay almanıza gerek yok
Good everywhere, don’t worry ’bout no refusal
– Her yerde iyi, reddetme konusunda endişelenmeyin
Second to none, you got the upper hand now
– Hiçbiri ikinci, şimdi üstünlük var
Don’t need a sponsor, no, you’re the brand now
– Sponsora gerek yok, hayır, artık marka sensin
You’re my rock, my Colorado
– Sen benim kayamsın, Colorado’msun
Got that ring, just like Toronto
– O yüzüğü aldım, tıpkı Toronto gibi
Love you now, a little more tomorrow
– Seni şimdi seviyorum, yarın biraz daha
That’s how I feel
– Böyle hissediyorum
Act like you know that you are
– Olduğunu biliyor gibi davran
Picture-perfect, you don’t need no filter
– Resim-mükemmel, hiçbir filtre gerekmez
Gorgeous, make ’em drop dead, you a killer
– Muhteşem, onları öldür, sen bir katil
Shower you with all my attention
– Tüm dikkatimi duş
Yeah, these are my only intentions
– Evet, bunlar benim tek niyetim
Stay in the kitchen, cooking up, cut your own bread (whip it)
– Mutfakta kal, pişir, kendi ekmeğini kes (kırbaçla)
Heart full of equity, you’re an asset (asset)
– Öz sermaye dolu kalp, sen bir varlıksın (varlık)
Make sure that you don’t need no mentions (yeah, yeah)
– Kesinlikle (Evet, Hayır söz gerekmez yapmak Evet)
Yeah, these are my only intentions (Quavo)
– Evet, bunlar benim tek niyetim (Quavo)
No cap, no pretending
– Hiçbir kap, hiçbir taklidi
You don’t need mentions (no cap)
– Sözlere ihtiyacınız yok (kapak yok)
Got them saying “goals”, they don’t wanna be independent
– “Gol” demelerini sağladım, bağımsız olmak istemiyorlar
Tell them to mind your business
– İşinize dikkat etmelerini söyleyin
We in our feelings
– Duygu inlarımızda biz
It’s fifty-fifty percentage (fifty)
– Elli elli yüzde (elli)
Attention, we need commitment
– Dikkat, biz taahhüt gerekir
We gotta both admit it (both)
– İkimiz de itiraf etmeliyiz (her ikisi de)
It’s funny we both listen (both)
– İkimiz de dinlediğimiz komik (her ikisi de)
It’s a blessing ’cause we both get it (both)
– Bu bir nimet çünkü ikimiz de alıyoruz (her ikisi de)
You the best thing and I don’t need a witness (best thing)
– Sen en iyi şey ve bir tanığa ihtiyacım yok (en iyi şey)
I’ma find me a ring and pray it’s perfect fitted (perfect)
– Bana bir yüzük Bul ve mükemmel bir şekilde donatılmış dua et (mükemmel)
Picture-perfect, you don’t need no filter (no filter)
– Resim mükemmel, filtreye ihtiyacınız yok (filtre yok)
Gorgeous, make ’em drop dead, you a killer (oh)
– Muhteşem, onları ölü bırak, sen bir katil (oh)
Shower you with all my attention (I will)
– Tüm dikkatimi ile duş (ben olacak)
Yeah, these are my only intentions (yeah)
– Evet, bunlar benim tek niyetim (Evet)
Stay in the kitchen, cooking up, cut your own bread (you do)
– Mutfakta kal, yemek yap, kendi ekmeğini kes (yap)
Heart full of equity, you’re an asset (uh huh)
– Kalp eşitlik dolu, sen bir varlıksın (uh huh)
Make sure that you don’t need no mentions (no mentions)
– Kesinlikle (hayır bahseder bahseder gerekmez olun )
Yeah, these are my only intentions (only intentions)
– Evet, bunlar benim tek niyetim (sadece niyet)
(That’s all I plan to do, ooh)
– (Tek planım bu, ooh)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.