Here’s what he’ll do
– Ne yapacak işte
He’ll play it cool
– Oynayacak serin
When he hangs out with a woman like you
– Senin gibi bir kadınla takıldığı zaman
Say he ain’t pressed by all your success
– Tüm başarının ona baskı yapmadığını söyle.
Tell you he’s different than all of the rest
– Sana diğerlerinden farklı olduğunu söyleyeyim.
You’re gonna give it all and give it all
– Hepsini vereceksin ve hepsini vereceksin
But you won’t get it back
– Ama geri alamayacaksın.
I’m telling you, it’s gonna hurt
– Sana söylüyorum, acıtacak.
Stay away from a boy like that
– Böyle bir çocuktan uzak dur
He wants a breadwinner
– Ekmek kazanan istiyor.
He wants your dinner
– Yemeğini istiyor.
Until he ain’t hungry anymore
– Artık aç kalmayana kadar
He wants your shimmer
– Işıltını istiyor.
To make him feel bigger
– Onu daha büyük hissettirmek için
Until he starts feeling insecure
– Güvensiz hissetmeye başlayana kadar
I wish somebody would’ve told me the truth
– Keşke biri bana doğruyu söyleseydi.
See, he’s never gonna know what to do
– Gördün mü, ne yapacağını asla bilemeyecek.
With a woman like you
– Senin gibi bir kadınla
With a woman like you
– Senin gibi bir kadınla
I see the games a mile away
– Oyunları bir mil öteden görüyorum.
They only end when another heart breaks
– Sadece başka bir kalp kırıldığında son bulurlar.
But all of his wounds ain’t an excuse
– Ama tüm yaraları bahane değil.
For you to put up with how he treats you
– Sana nasıl davrandığına katlanman için
You’re gonna give it all and give it all
– Hepsini vereceksin ve hepsini vereceksin
But you won’t get it back
– Ama geri alamayacaksın.
I’m telling you, it’s gonna hurt
– Sana söylüyorum, acıtacak.
Stay away from a boy like that
– Böyle bir çocuktan uzak dur
He wants a breadwinner
– Ekmek kazanan istiyor.
He wants your dinner
– Yemeğini istiyor.
Until he ain’t hungry anymore
– Artık aç kalmayana kadar
He wants your shimmer
– Işıltını istiyor.
To make him feel bigger
– Onu daha büyük hissettirmek için
Until he starts feeling insecure
– Güvensiz hissetmeye başlayana kadar
I wish somebody would’ve told me the truth
– Keşke biri bana doğruyu söyleseydi.
See, he’s never gonna know what to do
– Gördün mü, ne yapacağını asla bilemeyecek.
With a woman like you
– Senin gibi bir kadınla
With a woman like you
– Senin gibi bir kadınla
I can sleep at night
– Geceleri uyuyabilirim.
Knowing I really tried
– Gerçekten denediğimi bilmek
I put in the time
– Zamanı koydum
But the fault isn’t mine
– Ama hata benim değil.
That he wants a (breadwinner)
– (Ekmek kazananı) istediğini
(He wants your dinner)
– (Yemeğini istiyor)
(Until he ain’t hungry anymore) anymore
– (Artık aç kalmayana kadar) artık
He wants a breadwinner
– Ekmek kazanan istiyor.
He wants your dinner
– Yemeğini istiyor.
Until he ain’t hungry anymore (anymore)
– Artık aç kalmayana kadar (artık)
He wants your shimmer
– Işıltını istiyor.
To make him feel bigger
– Onu daha büyük hissettirmek için
Until he starts feeling insecure
– Güvensiz hissetmeye başlayana kadar
I wish somebody would’ve told me the truth
– Keşke biri bana doğruyu söyleseydi.
See, he’s never gonna know what to do
– Gördün mü, ne yapacağını asla bilemeyecek.
With a woman like you
– Senin gibi bir kadınla
With a woman like you
– Senin gibi bir kadınla
With a woman like you and me
– Senin ve benim gibi bir kadınla
He likes what he sees
– Gördüğü şey hoşuna gidiyor
Kacey Musgraves – breadwinner İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.