[In the night I hear them talk,
– Gece onların konuştuğunu duyuyorum,
The coldest story ever told.
– Anlatılan en soğuk hikayeyi.
Somewhere far along this road,
– Bu yoldan çok uzak bir yerde,
He lost his soul,
– Ruhunu kaybetmiş o,
To a woman so heartless..
– Çok kalpsiz bir kadın için..
How could you be so heartless? Oh..
– Nasıl bu kadar kalpsiz olabildin? Ah..
How could you be so heartless?
– Nasıl bu kadar kalpsiz olabildin?]
How could you be so
– Nasıl bu kadar
Cold as the winter wind when it breeze, yo.
– Esince donduran kış rüzgrı gibi soğuksun?
Just remember that you talking to me, yo.
– Yine de benimle konuştuğunu hatırla.
You need to watch the way you talking to me, yo.
– Senin benimle konuşma yolunu izlemen gerek.
I mean after all the things that we been through,
– Demek istediğim başından sonuna kadar bulunduğumuz şeyler,
I mean after all the things we got into.
– Demek istediğim başından beri içinde bulunduğumuz durum.
Hey yo, I know some things, things that you aint told me.
– Hey sen, bana anlatmadığın bazı şeyleri biliyorum.
Hey yo, I did some things but that’s the old me
– Hey sen, bazı şeyleri yaptım, ama o eski bendim.
And now you wanna get me back,
– Ve şimdi geri dönmemi istiyorsun,
You gon’ show me.
– Bana göstermeyi.
So you walk around like you don’t me.
– Böylece etrafta beni tanımıyormuş gibi dolaşacaksın.
You got a new friend,
– Yeni bir arkadaşın var,
Well I got homies
– İyi, benimde kankalarım.
But at the end it’s still so lonely..
– Ama en sonunda yine de çok yalnız..
How could you be so Dr. Evil
– Nasıl bu kadar Doktor Kötü olabildin?
You’re bringing out a side of me that I don’t know
– Benim bilmediğim kötü yanımı ortaya çıkarıyorsun.
I decided we wasn’t gonna speak so why are up 3 a.m. on the phone?
– Konuşmamaya karar verdim, öyleyse neden gece 3’te telefondayız?
Why do she be so mad at me for, homie I don’t know she hot and cold.
– Neden benim için bu kadar deli oluyor, dostum bilmiyorum, o bir sıcak bir soğuk.
I won’t stop, won’t mess my groove up cause I already know how this thing goes.
– Durmayacağım, geleneği bozmayacağım çünkü zaten bu şeylerin nasıl gideceğini biliyorum.
You run and tell your friends that you’re leavin’ me.
– Koş ve anlat arkadaşlarına beni terk ettiğini.
They say that they don’t see what you see in me.
– Senin bende gördüğünü görmediklerini söylesinler sana.
You wait a couple months then you gon’ see,
– Birkaç ay bekledikten sonra göreceksin,
You’ll never find nobody better than me.
– Benden iyisini hiç bulamayacaksın.
Talkin’, talkin’, talkin’, talk.
– Konuşuyoruz, konuşuyoruz, konuşuyoruz, konuşmak.
Baby let’s just knock it off.
– Bebeğim, halledelim bunu.
They don’t know what we been through,
– Onlar başından itibaren bilmiyorlar,
They don’t know ’bout me and you.
– Onlar senin ve benim hakkımdakileri bilmiyorlar.
So I got something new to see ;
– Görecek yeni bir şeyim var böylece ;
And you just gon’ keep hatin’ me.
– Ve sen benden nefret etmeye devam edeceksin.
And we just gon’ be enemies.
– Ve yalnızca düşman olacağız.
I know you can’t believe.
– Biliyorum inanamıyorsun.
I could just leave it wrong,
– Onu yanlış bırakabilirim,
And you can’t make it right.
– Ve sen onu düzeltemezsin.
I’m gon’ take off tonight,
– Bu gece çıkıp gidiyorum,
Into the night..
– Gecenin içine..
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.