I want you to want me
– Beni istemeni istiyorum.
But you just gonna love me for the day
– Ama beni bütün gün seveceksin.
And I can’t just walk away
– Ve öylece çekip gidemem
Even though I know you’re trouble babe
– Senin bela olduğunu bilmeme rağmen bebeğim
So imma take my time
– Bu yüzden acele etme.
Go with the flow, can’t get too involved
– Akışına bırak, fazla karışamam.
You got a face that I
– Bir yüzün var benim
Just can’t say no to
– Sadece hayır diyemem
Just can’t say no to you
– Sana hayır diyemem.
You know I want you baby
– Seni istediğimi biliyorsun bebeğim.
You know I do
– Biliyorsun istiyorum.
I’ll give you my heart and the rest is up to you
– Sana kalbimi vereceğim ve gerisi sana bağlı
You ain’t no good for me, I know it’s true
– Benim için iyi değilsin, bunun doğru olduğunu biliyorum.
But you don’t have to be
– Ama olmak zorunda değilsin.
‘Cause I do it for the thrill, for the rush
– Çünkü bunu heyecan için, telaş için yapıyorum.
I do it for the pain, for your touch
– Acın için, dokunuşun için yapıyorum.
When I OD, when it’s too much
– Aşırı doz aldığımda, çok fazla olduğunda
If I survive, baby you’re the one
– Eğer hayatta kalırsam bebeğim sen teksin
You’re the one
– Sen teksin
Babe
– Bebek
I feel like I’m walking
– Yürüyormuşum gibi hissediyorum.
The tightrope of love in your circus babe
– Sirk bebeğindeki aşkın ipini
If I were to fall off it’d be my last day
– Eğer düşseydim bu benim son günüm olurdu.
Even though you’re right under me
– Tam altımda olmana rağmen
So imma take my time
– Bu yüzden acele etme.
Go with the flow, can’t get too involved
– Akışına bırak, fazla karışamam.
You got a face that I just can’t say no to
– Hayır diyemeyeceğim bir yüzün var.
Just can’t say no to you
– Sana hayır diyemem.
You know I want you baby
– Seni istediğimi biliyorsun bebeğim.
You know I do
– Biliyorsun istiyorum.
I’ll give you my heart and the rest is up to you
– Sana kalbimi vereceğim ve gerisi sana bağlı
You ain’t no good for me, I know its true
– Benim için iyi değilsin, bunun doğru olduğunu biliyorum.
But you don’t have to be, cause I do it
– Ama olmak zorunda değilsin, çünkü ben yapıyorum
For the thrill, for the rush
– Heyecan için, acele için
I do it for the pain, for your touch
– Acın için, dokunuşun için yapıyorum.
When I OD, when it’s too much
– Aşırı doz aldığımda, çok fazla olduğunda
If I survive, baby you’re the one
– Eğer hayatta kalırsam bebeğim sen teksin
You’re the one
– Sen teksin
You’re the one
– Sen teksin
You’re the one
– Sen teksin
Take my time
– Acele etme
Go with the flow, can’t get too involved
– Akışına bırak, fazla karışamam.
You got a face that I just can’t say no to
– Hayır diyemeyeceğim bir yüzün var.
Just can’t say no to you
– Sana hayır diyemem.
Kaytranada Feat. Syd – You’re The One İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.