My coconuts, you can put ’em in your mouth
– Hindistancevizlerim, ağzına koyabilirsin.
(Right now, right now, right now, right now)
– (Şu anda, şu anda, şu anda, şu anda)
My coconuts, watch ’em bounce up and down
– Hindistancevizlerim, yukarı ve aşağı zıplamalarını izleyin.
(Bounce up and down, bounce up and down)
– (Yukarı ve aşağı zıpla, yukarı ve aşağı zıpla)
Coco and tanning lotion
– Coco ve bronzlaştırıcı losyon
Sunsets over the ocean
– Okyanus üzerinde gün batımı
Look up, hot air balloons
– Yukarı bak, sıcak hava balonları
All good things come in twos
– Tüm iyi şeyler ikişer ikişer gelir
Work them out at the gym
– Onları spor salonunda çalıştır
Dive in and take a swim
– Dalın ve yüzün
Everybody love the twins
– Herkes ikizleri sever.
Everybody love the twins
– Herkes ikizleri sever.
So juicy and so ripe
– Çok sulu ve çok olgun
You wouldn’t believe
– İnanmazsın.
I give ’em different names
– Onlara farklı isimler veriyorum.
Mary-Kate and Ashley
– Mary-Kate ve Ashley
They ask me what’s my size
– Bana bedenimin ne olduğunu soruyorlar.
Just give ’em a squeeze
– Sadece onlara sıkmak em
Strawberry, mango, lime
– Çilek, mango, kireç
Don’t compare to these
– Bunları karşılaştıramazsın
My coconuts, you can put ‘еm in your mouth
– Hindistancevizlerim, ağzına koyabilirsin.
(Right now, right now, right now, right now)
– (Şu anda, şu anda, şu anda, şu anda)
My coconuts, watch ’em bounce up and down
– Hindistancevizlerim, yukarı ve aşağı zıplamalarını izleyin.
(Bounce up and down, bouncе up and down)
– (Yukarı ve aşağı zıpla, yukarı ve aşağı zıpla)
Cocolicious
– Cocolicious
Dripping down your face
– Yüzüne damlayan
So delicious
– Çok lezzetli
Bet you want a taste
– Bahse girerim tadına bakmak istersin.
My coconuts, you can put ’em in your mouth
– Hindistancevizlerim, ağzına koyabilirsin.
(Right now, right now, right now, right now)
– (Şu anda, şu anda, şu anda, şu anda)
Ooh, la-la-la, la-la-la
– Ooh, la-la-la, la-la-la
Whipped cream, cherry on top
– Krem şanti, üstüne kiraz
Ice cream, sweet cocoa puff
– Dondurma, tatlı kakaolu puf
Tight jeans, tropical pop
– Dar kot pantolon, tropikal pop
Ooh my-my-my, gimme a
– Ooh benim-benim-benim, bana bir
Piña Colada-da-da
– Piña Colada-da-da
Look at these margarit-ta-tas
– Şu margaritalara bak.
Look at these margarit-ta-tas
– Şu margaritalara bak.
So juicy and so ripe
– Çok sulu ve çok olgun
You wouldn’t believe (believe)
– İnanmazsın (inan)
I give ’em different names
– Onlara farklı isimler veriyorum.
Cartier and Tiffany
– Cartier ve Tiffany
I know you want a bite
– Isırmak istediğini biliyorum.
Get your face in these (in these)
– Yüzünü şunlara sok.
I see ’em in your eyes
– Onları gözlerinde görüyorum.
So meet the double D’s
– Öyleyse çifte D’lerle tanış.
My coconuts, you can put ’em in your mouth
– Hindistancevizlerim, ağzına koyabilirsin.
(Right now, right now, right now, right now)
– (Şu anda, şu anda, şu anda, şu anda)
My coconuts, watch ’em bounce up and down
– Hindistancevizlerim, yukarı ve aşağı zıplamalarını izleyin.
(Bounce up and down, bounce up and down)
– (Yukarı ve aşağı zıpla, yukarı ve aşağı zıpla)
Cocolicious
– Cocolicious
Dripping down your face
– Yüzüne damlayan
So delicious
– Çok lezzetli
Bet you want a taste
– Bahse girerim tadına bakmak istersin.
My coconuts, you can put ’em in your mouth
– Hindistancevizlerim, ağzına koyabilirsin.
(Right now, right now, right now, right now)
– (Şu anda, şu anda, şu anda, şu anda)
Kim Petras – Coconuts İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.