중요한 걸 잊은 느낌
– Önemli bir şeyi unutmuş gibiyim.
다가오는 불안함에
– Yaklaşan anksiyete hakkında
더 이상은 걷지 못해
– Ben daha fazla yürüyemem.
왜 이러지 나 모르겠어
– Bunu neden yaptığını bilmiyorum.
예전 같지 않은 눈빛
– Eskisi gibi olmayan gözler
빛을 잃은듯한 future
– Kayıp ışık gelecek
이건 뭐지? (뭐지)
– Bu nedir? (Ne?)
흠, 에라 몰라
– Hmm, Era, bilmiyorum.
놀러 가자 저 멀리
– Hadi oynayalım, benden uzak dur.
나를 찾아 떠나자
– Beni bulup gidelim.
길을 잃어버려도 좋아
– Kaybolabilirsin.
그게 옳을 테니까
– Bu doğru olurdu.
멀리 찾아 떠나자
– Onu uzakta bulalım ve gidelim.
나를 잡지 못하게
– Seni yakalamama izin verme.
힘을 내, สู้ๆนะ
– güç, power power ,ะ
加油, cheer up, baby
– 加 加, neşelendirmek, bebek
¡Ánimo! 頑張って
– ¡Ánimo! 頑 っ っ っ っ て て て て て て
더 이상 I cannot go on
– Daha fazla devam edemeyeceğim
Warning!
– Uyarı!
Warning!
– Uyarı!
Warning!
– Uyarı!
날아가자 높이
– Yüksek uçalım
많은 걸 볼수록 확실할 테니
– Bakın daha emin olursun.
멀리 놓을수록 가벼워져 갈 테니까
– Ne kadar uzağa koyarsanız, o kadar hafif olur.
(Warning!) 가보자
– (Uyarı!) Gidelim.
모든 건 너도 나도 처음일 테니까
– Her şeyi İlk sen ve ben yapacağız.
(Warning!) 해보자
– (Uyarı!) Deneyelim
아니면, 다시 돌아오지 까짓 거 뭐 (돌아오지 까짓 거 뭐)
– Ya da geri döneceksin, geri döneceksin, geri döneceksin, geri döneceksin.)
Yeah, yeah, now every time I close my eyes
– Evet, Evet, şimdi ne zaman gözlerimi kapatsam
떠올라 수만 가지 things
– Akla gelen, on binlerce şey
어린 시절에 그린, 나의 미래에 scenes
– Çocuklukta boyanmış, geleceğimdeki sahneler
Oh, yeah, 이루어진 건 잘 없지만
– Oh, evet, iyi bir şey değil.
그래도 그때만큼은 즐거웠지 나는
– Ama o zaman olduğu kadar zevk aldım.
여전하길 비네, 시간이 지난 뒤에도
– Zaman geçtikten sonra bile hala olabilir.
아무렇지 않게, 날았으면 해 저 위에
– Olmaz, oraya uçmanı istiyorum.
Look where we at, 구름 위에 불안감들 비워내
– Nerede olduğumuza bak, endişeni bulutların üzerinden boşalt.
잠시나마 여길 떠나 멀리, warning! (Whoo)
– Bir dakika kadar burada kal, uyarı! (Whoo)
걸어가자 천천히
– Yavaş yürüyelim.
넘어지지 않도록
– Düşmekten kaçının
조금 느리더라도 좋아
– Biraz yavaş ama güzel.
볼 게 많을 테니까
– Görülecek çok şey olacak.
잠시 멈춰 서보자
– Hadi bir an için durun.
돌아볼 수 있도록
– Böylece geriye bakabilirsin
괜찮아, 잘했어
– Sorun değil. İyi iş.
내가 뭐 어쩔 거야?
– Ne yapacağım ben?
세상은 운이야
– Dünya şanslı.
날아가자 높이
– Yüksek uçalım
많은 걸 볼수록 확실할 테니
– Bakın daha emin olursun.
멀리 놓을수록 가벼워져 갈 테니까
– Ne kadar uzağa koyarsanız, o kadar hafif olur.
(Warning!) 떠나자
– (Uyarı!) İzin bırakalım
이대론 너도 나도 불안할 테니까
– Sen ve ben bu konuda endişeli olacağız.
(Warning!) 나 혼자면 어때
– (Uyarı! Neden yalnız kalmıyorum?
가면, 누구라도 있겠지 뭐
– Eğer gidersen, biri var.
무서웠던 맘이 사라지기를
– Korkarım aklım kaybolacak.
내일이 오지 않길 기도하던
– Yarının gelmemesi için dua ediyordum.
나의 세상도 나아갈 거야 앞으로
– Dünyam ilerliyor.
우울을 밟고서
– Depresyona adım atmak
Worth it!
– Buna değer!
Worth it! (Oh)
– Buna değer! (Aman)
Worth it! (Na-na-na-na)
– Buna değer! (Na-na-na-na)
나아가자 높이
– Devam edelim, yükseklik
모든 걸 밟고 찬란한 우주로
– Her şeye ve parlak bir evrene adım atın
멀리 쏘아 올린 작은 별을 다시 찾자
– Tekrar ateş eden küçük yıldızı bulalım
(Worth it!) 가보자 까짓 거
– (Buna değer! Hadi gidelim.
지금보단 나아질 테니까
– Şimdi olduğundan daha iyi olacak.
(Worth it!) 물러서 있기엔
– (Buna değer!) Geri çekiliyorum.
너무 아름다운 나이니까
– Çok güzel olduğumu.
KIMSEJEONG Feat. lIlBOI – Warning Korece Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.