Kodaline – Follow Your Fire İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I remember you and me
– Seni ve beni hatırlıyorum
Back when we were 17
– Geri 17 yaşımızdayken
Drinking, kissing in the street
– İçme, sokakta öpüşme
We couldn’t get enough
– Hiç doyamadık
I see you layin’ there with me
– Orada benimle yattığını görüyorum.
Like my missing puzzle piece
– Kayıp bulmaca parçam gibi
Dreaming of what we could be
– Ne olabileceğimizi hayal etmek
We couldn’t make you up
– Seni uyduramadık.

We had the songs that we sang along to
– Birlikte söylediğimiz şarkılar vardı.
You had the moves to make me dance with you
– Beni seninle dans ettirecek hareketlerin vardı.
I always saw you reaching and catching stars
– Her zaman yıldızlara ulaştığını ve yakaladığını gördüm
We had the thing that everyone wanted
– Herkesin istediği bir şey vardı
Hung on your sleeve, you wore your heart on it
– Koluna asılmış, üzerine kalbini takmışsın.
Did you get out? I’m wondering where you are
– Dışarı çıktın? Nerede olduğunuzu merak ediyorum
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)

We had the songs that we sang along to
– Birlikte söylediğimiz şarkılar vardı.
You had the moves to make me dance with you
– Beni seninle dans ettirecek hareketlerin vardı.
I always saw you reaching and catching stars
– Her zaman yıldızlara ulaştığını ve yakaladığını gördüm
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
We had the thing that everyone wanted
– Herkesin istediği bir şey vardı
Hung on your sleeve, you wore your heart on it
– Koluna asılmış, üzerine kalbini takmışsın.
Did you get out? I’m wondering where you are
– Dışarı çıktın? Nerede olduğunuzu merak ediyorum
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
Did you follow your fire?
– Ateşini takip ettin mi?

The time we stole your daddy’s car
– Babanın arabasını çaldığımız zaman
And drove around ’til it got dark
– Ve karanlık çökene kadar etrafta dolaştım
We slept outside in Phoenix Park
– Phoenix Park’ta dışarıda uyuduk.
We couldn’t get enough
– Hiç doyamadık
We promised that we’d never part
– Hiç bir parçası olacağımızı vaat ediyoruz
On a tree, under the stars
– Bir ağaçta, yıldızların altında
We carved our names into the bark
– İsimlerimizi kabuğa kazıdık.
To be there when we’re not
– Olmadığımız zamanlarda orada olmak

We had the songs that we sang along to
– Birlikte söylediğimiz şarkılar vardı.
You had the moves to make me dance with you
– Beni seninle dans ettirecek hareketlerin vardı.
I always saw you reaching and catching stars
– Her zaman yıldızlara ulaştığını ve yakaladığını gördüm
We had the thing that everyone wanted
– Herkesin istediği bir şey vardı
Hung on your sleeve, you wore your heart on it
– Koluna asılmış, üzerine kalbini takmışsın.
Did you get out? I’m wondering where you are
– Dışarı çıktın? Nerede olduğunuzu merak ediyorum
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)

We had the songs that we sang along to
– Birlikte söylediğimiz şarkılar vardı.
You had the moves to make me dance with you
– Beni seninle dans ettirecek hareketlerin vardı.
I always saw you reaching and catching stars
– Her zaman yıldızlara ulaştığını ve yakaladığını gördüm
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
We had the thing that everyone wanted
– Herkesin istediği bir şey vardı
Hung on your sleeve, you wore your heart on it
– Koluna asılmış, üzerine kalbini takmışsın.
Did you get out? I’m wondering where you are
– Dışarı çıktın? Nerede olduğunuzu merak ediyorum
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
Oh, oh, oh
– Oh, oh, oh
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
Oh, oh, oh
– Oh, oh, oh
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
Oh, oh, oh
– Oh, oh, oh
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
Oh, oh, oh
– Oh, oh, oh

I remember you and me
– Seni ve beni hatırlıyorum
Back when we were 17
– Geri 17 yaşımızdayken
Drinking, kissing in the street
– İçme, sokakta öpüşme
We couldn’t get enough
– Hiç doyamadık

We had the songs that we sang along to
– Birlikte söylediğimiz şarkılar vardı.
You had the moves to make me dance with you
– Beni seninle dans ettirecek hareketlerin vardı.
I always saw you reaching and catching stars
– Her zaman yıldızlara ulaştığını ve yakaladığını gördüm
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
We had the thing that everyone wanted
– Herkesin istediği bir şey vardı
Hung on your sleeve, you wore your heart on it
– Koluna asılmış, üzerine kalbini takmışsın.
Did you get out? I’m wondering where you are
– Dışarı çıktın? Nerede olduğunuzu merak ediyorum
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
Oh, oh, oh
– Oh, oh, oh
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
Oh, oh, oh
– Oh, oh, oh
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
Oh, oh, oh
– Oh, oh, oh
(Did you follow your, follow your fire?)
– (Ateşinizi takip ettiniz mi?)
Oh, oh, oh
– Oh, oh, oh

Did you follow your, follow your fire?
– Ateşini takip ettin mi?




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın