I think I’m fallin’ in love with this new girl
– Sanırım bu yeni kıza aşık oluyorum.
She’s got a nice place west of the 405
– 405’in batısında güzel bir yeri var.
But I miss gettin’ drunk with you from a paper bag (paper bag)
– Ama seninle bir kağıt torbadan (kağıt torba)sarhoş olmayı özlüyorum.
Sometimes we drive up the coast on the weekends
– Bazen hafta sonları sahile gideriz.
And party with her cool friends at the Chateau Marmont
– Ve Chateau Marmont onu serin arkadaşları ile parti
But I miss going nowhere with you up and down Fairfax (up and down Fairfax)
– Ama seninle hiçbir yere gitmiyorum Fairfax yukarı ve aşağı (Fairfax yukarı ve aşağı)
What hurts the most is just how close we got to (got to)
– En çok acı veren şey, ne kadar yakın olduğumuzdur (got to).
To the life we dreamed, now I’m doin’ everything without you (without you)
– Hayal ettiğimiz hayata, şimdi sensiz her şeyi yapıyorum (sensiz)
If it was up to me, I’d be with you every night
– Eğer bana kalsaydı, her gece seninle olurdum
If it was up to me, I’d let you win every fight
– Eğer bana kalsaydı, her dövüşü kazanmana izin verirdim
If it was up to me, you would still, still be mine
– Eğer bana kalsaydı, hala benim olurdun.
But it wasn’t up to me, up to me
– Ama bana bağlı değildi, bana bağlı
I got my first check, you always said I’d make it
– İlk çekimi aldım, her zaman başaracağımı söylemiştin.
Have you heard they’re playin’ LANY on the radio?
– Radyoda LANY çaldıklarını duydun mu?
Wish you were with me celebratin’ out in Malibu
– Keşke benimle Malibu’da kutlama yapıyor olsaydın.
I’m not sayin’ that my girl’s not amazin’
– Kızımın harika olmadığını söylemiyorum.
I keep lookin’ for a problem, but there’s nothin’ wrong
– Sürekli bir sorun arıyorum, ama yanlış bir şey yok
The only problem is I can’t turn her into you (into you)
– Tek sorun, onu sana dönüştüremem (sana)
If it was up to me, I’d be with you every night
– Eğer bana kalsaydı, her gece seninle olurdum
If it was up to me, I’d let you win every fight
– Eğer bana kalsaydı, her dövüşü kazanmana izin verirdim
If it was up to me, you would still, still be mine
– Eğer bana kalsaydı, hala benim olurdun.
But it wasn’t up to me, up to me
– Ama bana bağlı değildi, bana bağlı
If it was up to me, ink your name on my arm
– Eğer bana kaldıysa, adını koluma yaz.
If it was up to me, closin’ down that corner bar
– Eğer bana kalsaydı, o köşe çubuğundan aşağı inerdim
If it was up to me, you wouldn’t have broke my heart
– Eğer bana kalsaydı, kalbimi kırmazdın.
But it wasn’t up to me, up to me
– Ama bana bağlı değildi, bana bağlı
If it was up to me
– Eğer bana kalsaydı
If it was up to me
– Eğer bana kalsaydı
If it was up to me
– Eğer bana kalsaydı
If it was up to me
– Eğer bana kalsaydı
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.