Lauv Feat. BTS – Who İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Outlines of new eyes and visions of you
– Yeni gözlerin ve vizyonların ana hatları
Girl, I think I need a minute
– Kızım, sanırım bir dakikaya ihtiyacım var.
To figure out what is, what isn’t
– Neyin ne olmadığını anlamak için
These choices and voices, they’re all in my head
– Bu seçimler ve sesler, hepsi kafamın içinde
Sometimes you make me feel crazy
– Bazen deli gibi hissettiriyorsun
Sometimes I start to think you hate me like, yeah
– Bazen benden nefret ettiğini düşünmeye başlıyorum, Evet

I need a walk, I need a walk
– Yürümek istiyorum, yürümek istiyorum
I need to get out of here
– Buradan çıkmak istiyorum
‘Cause I need to know
– Çünkü bilmem gerek.

Who are you?
– Siz kimsiniz?
‘Cause you’re not the girl I fell in love with, baby
– Çünkü sen aşık olduğum kız değilsin bebeğim.
Who are you?
– Siz kimsiniz?
‘Cause something has changed
– Çünkü bir şeyler değişti.
You’re not the same, I hate it
– Sen aynı değilsin, nefret ediyorum
Oh, oh-oh, I’m sick of waiting for love, love
– Oh, oh-oh, aşkı beklemekten bıktım, aşk
Oh, oh-oh, I know that you’re not the one, one
– Oh, oh-oh, biliyorum sen bir değilsin, bir

Feelin’ hypnotized by the words that you said
– Söylediğin kelimelerle hipnotize edilmiş hissediyorum
Don’t lie to me, just get in my head
– Bana yalan söyleme, sadece kafamın içine gir
When the morning comes, you’re still in my bed
– Sabah olduğunda, hala yatağımdasın.
But it’s so, so cold
– Ama çok, çok soğuk

Who are you?
– Siz kimsiniz?
‘Cause you’re not the girl I fell in love with
– Çünkü sen aşık olduğum kız değilsin.

Who are you?
– Siz kimsiniz?
‘Cause you’re not the girl I fell in love with, baby
– Çünkü sen aşık olduğum kız değilsin bebeğim.
Who are you? (Who are you?)
– Siz kimsiniz? (Sen kimsin?)
‘Cause something has changed
– Çünkü bir şeyler değişti.
You’re not the same, I hate it
– Sen aynı değilsin, nefret ediyorum

Oh, oh-oh, I’m sick of waiting for love, love
– Oh, oh-oh, aşkı beklemekten bıktım, aşk
Oh, oh-oh, I know that you’re not the one, one
– Oh, oh-oh, biliyorum sen bir değilsin, bir