Lazza – CINEMA İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Uh, baby, essere me ti sembra facile
– Bab Bab
Nascondere di essere fragile
– Kırılgan olmayı gizle
Per stare in mezzo a quelle pagine
– O sayfaların ortasında durmak
Anche se intorno non ho sbarre
– Her ne kadar etrafta hiç barım olmasa da
A volte è come essere in carcere
– Bazen hapiste olmak gibi
Forse era meglio stare al margine
– Belki kenarda kalmak daha iyiydi.
Non vorrei mai vederti piangere
– Seni asla ağlarken görmek istemiyorum

Facciamo finta che tutto va bene
– Her şey yolundaymış gibi davranalım.
Anche se intorno abbiamo le iene
– Etrafta sırtlanlarımız olmasına rağmen
Quelle vere o quelle in tele
– Gerçek olanlar veya tuvallerde olanlar
La discordia butta in terra il seme
– Nifak tohumu toprağa atar
Stavamo marci a piedi
– Yürüyorduk
Senza soldi su quei marciapiedi
– O kaldırımlarda para yok.
Di’ al tuo amico: “Vuoi una sberla o vieni?”
– Arkadaşına söyle: “Tokat ister misin, gelir misin?”
A te dico: “Vuoi una stella?”, tieni
– Sana diyorum ki: “Bir Yıldız İster Misin?”, tutunma

Baby, io faccio cinema se vengo lì
– Bab Bab
Sto in giro con chi non sa ancora comportarsi
– Nasıl davranacağını henüz bilmeyen insanlarla takılıyorum.
Vivo così davvero anche se sembra un film
– Film gibi görünse de gerçekten böyle yaşıyorum.
Non mi vedrai più a piedi mentre conto i passi, uoh-oh, uoh-oh
– Adımları sayarken artık beni yürürken görmeyeceksin, uoh-oh, uoh-oh

Non c’è freddo nel mio nuovo Moncler
– Yeni Moncler’ımda soğuk yok.
Mi piove la mula dai jeans
– Yağmur yağıyor katırım dai J
Tienimeli nella Chanel
– Chanel’de kalsın.
Dimmi solo quando sei free
– Boş olduğunda söyle yeter.
Prendo un volo per le Seychelles
– Sech’e uçuyorum.
Hai mai visto il mondo da qui?
– Dünyayı hiç buradan gördün mü?
Io l’ho visto solo con te, con te, yeah
– Sadece seninle gördüm, seninle, ah

Baby, piedi nudi sulle pietre
– Bab Bab
So farlo come si deve
– Doğru düzgün yapabilirim.
Apro bocca, muore un hater
– Ağzımı açtığımda bir nefret ölür.
E lo so che non vuoi me, no, però vuoi il mio paper
– Ve beni istemediğini biliyorum, hayır, ama gazetemi istiyorsun.
‘Sti pensieri che ho, scossa come un taser
– Bu düşüncelerim, şok tabancası gibi şok
Togli tutto bad bih, tieniti le Blazer
– Tüm kötü bh’yi çıkar, ceketlerini sakla
La mia vita è bel film, la tua vita è un trailer
– Benim hayatım iyi bir film, senin hayatın bir fragman

Queste bisce io le odio
– Onlardan nefret ediyorum.
Spero solo ti ci trovi
– Umarım bizi bulursun.
Ma sai cosa c’è di buono?
– Ama neyin iyi olduğunu biliyor musun?
C’è che si mangiano i topi
– Fareleri yediğin bir şey var.

Stanno solo aspettando il momento in cui muori da solo
– Yalnız öleceğin anı bekliyorlar.
Guardo il male ed il peggio che si fanno fuori tra loro
– Birbirimizden çıkan kötü ve en kötüsüne bakıyorum.

Baby, io faccio cinema se vengo lì
– Bab Bab
Sto in giro con chi non sa ancora comportarsi
– Nasıl davranacağını henüz bilmeyen insanlarla takılıyorum.
Vivo così davvero anche se sembra un film
– Film gibi görünse de gerçekten böyle yaşıyorum.
Non mi vedrai più a piedi mentre conto i passi, uoh-oh, uoh-oh
– Adımları sayarken artık beni yürürken görmeyeceksin, uoh-oh, uoh-oh

Non c’è freddo nel mio nuovo Moncler
– Yeni Moncler’ımda soğuk yok.
Mi piove la mula dai jeans
– Yağmur yağıyor katırım dai J
Tienimeli nella Chanel
– Chanel’de kalsın.
Dimmi solo quando sei free
– Boş olduğunda söyle yeter.
Prendo un volo per le Seychelles
– Sech’e uçuyorum.
Hai mai visto il mondo da qui?
– Dünyayı hiç buradan gördün mü?
Io l’ho visto solo con te, con te, yeah
– Sadece seninle gördüm, seninle, ah




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın